Günel: “Mersin, deniz aktivitelerinden uzak”

Tarih: 29 Mart 2021 Pazartesi 16:44

Haber- Harun Bor

Amatör Balıkçılık, maddi bir kaygı taşımadan hobi olarak yapılan bir eylem. Profesyonel balıkçılıktan bu yönüyle ayrılan amatör balıkçılık, hemen herkesin yapabileceği bir aktivite sayılır. Olta, yem, Rat, makine, kamış gibi kıyıdan atıp tutabilecek balıklar için malzeme edinilmesi gereken belirli yerler var. Orfoz Profesyonel Balık ve Dış mekan isimli işletmesinde, deniz ve av malzemeleri satışı yapan Zafer Günel, amatör balıkçılık, serbest dalış ve Mersin’in su varlığına bağlı olarak balıkçılığın geldiği noktaya dair gazetemizin sorularını yanıtladı.

“MERSİN’DE AMATÖR AVCILAR İÇİN KIYI ŞERİDİ KISITLI”

Mersin’in amatör balıkçıların avlanmasına yönelik alanlara sahip olmadığını, bu eksikliklerin giderilerek denizin sevdirilmesinin mümkün olduğunu kaydeden Günel, “Orfoz ticaret, balık malzemeleri amatör balıkçılık konusunda bu işten gelir elde etmeyip hobi olarak düşündüğünüz bir şey amatördür zaten. Amatör olta balıkçılığı konusunda satış yeriyiz. Amatör olta balıkçılığı denildiğinde aklımıza gelen şey; balık tutarak bu işi gelir amacıyla yapmayan kimseler. Bir işten gelir elde ediyorsanız bu profesyonelliğe geçer. Profesyonel avcılık daha farklı. İnsanların Mersin’de yaşayıp denizden faydalanmaması bana biraz ters gelen bir şey. Bir amatör ruhlu insan mutlaka güneşin doğuşunu görmüştür. Büyük sorunlar var kentimizle alakalı. Bu hobinin sevdirilebilmesi veya uygulanabilmesi için yerel yöneticilerin bu konudaki girişimleri bana göre çok zayıf. Amatör avcıların avlanabileceği yerlerin yapılması hala kıyı şeridinde çok kısıtlı. İnsanların gidip olta atabileceği yer çok az veya teknesi var, teknesi indirebileceği yer yok. Bunlar insanları bu hobiden uzaklaştırıyor. Teknesini indirebileceği yer olmadığı için tekne almıyor en basitinden. Bu kentte en az 5 tane marina olması lazım. Denizi sevdirmemiz gerekiyor her şeyden önce. Denizle alakalı sporlar var aktiviteler var ama Mersin bunlardan uzak. Su sporları yok. Adana bile Mersin’den ileride yelkencilikte. Gölde çalışıyorlar ama Mersin’den daha başarılı” dedi.

“MERSİN’DE YAŞAYAN HERKES AMATÖR BALIKÇILIK YAPMALI”

Balık tutmanın belirli standartlara bağlı olduğunu, balık tutkunlarının sahip olduğu araçlara da sırasıyla yer veren Günel, “Tekneler için bağlanacağı iskele yok. 1 tane var devlete ait onun çoğalması lazım. Bir de özel var. İnsanların daha rahat, daha ekonomik şekilde teknesini bağlayabileceği marinalar yapılması lazım. Onlar oluşacak ki bu sistem gelişecek. Talebimiz oldu bu konuda ama gelişme yok. Arsuz Belediyesi, ziyarete gidip gözlemledim. Onlarca t iskele yapmışlar. Ufacık belediye bunu yaptıysa bizim de yapmamız lazım. Burada bir balıkçının ava başlarken kullanacağı temel araç gereçler var. Rat, makine, kamış gibi kıyıdan atıp tutabileceğiniz olta balıkçılığı veya dalışla av yapacaksa, palet, maske, zıpkın gibi sistemler mevcut. Amatör gruba hitap ettiğimiz için ağ ve türevi malzemeler bulunduramıyoruz. Amatör balıkçılıkta ya oltayla tutacak ya da serbest dalışla balığını yapacak. Gündüz yapabilir onu da ve limitlere uygun olacak şekilde yapılması gerekiyor. Her balığın limiti var gün içinde vurabileceğin adet, büyüklük dönemlerine göre belirlenmiş durumda. Onlara uyulmak zorundasın onun dışında bir kısıtlama yok, avlamak için bir belgeye gerek yok. Yasal olarak gerekmiyor ama tarım köy işlerinden avlanma ruhsatı diye bir belge var harç yatırarak bir belge edinebiliyorsunuz. Yasal olarak bunu edinmeseniz de olur. Her yerde olduğu gibi bizim işlerde de baharla birlikte bir uyanış başlar. Kışın daha zor şartlarda av aşkıyla gidip o rezilliğe katlanıyorsun ama baharda, yaz ayında daha rahat” şeklinde konuştu. Mersin’de yaşayan herkesin amatör balıkçılık yapması gerektiğini söyleyen Günel, “ Bizim işlerimiz pandemiden ve yasaklardan dolayı tabii ki etkilendi. Hafta sonu tatil günü en çok uygulama yapılan sektör ama yasaklar olunca kentimiz de etkilendi.  Sportif olta balıkçılığı başka bir hobiyle kıyaslayamam. Çok güzel bir mutluluk, stres atıcı bir uygulama. İnsan oraya gittiğinde dünyayla ilişkilerini keser. Başka hiçbir şey düşünmez. Kafasında balık, deniz, su. Oradan bir topraklama yapar, bütün dertleri denize gider. Mutsuz bir şekilde gider. Balık tutmasa bile mutlu bir şekilde evine döner. Böyle bir hobi. Mersin’de yaşayıp amatör balıkçılık hobisiyle uğraşmamak bence yanlış bir şey. Mutlaka her insanın denemesi gereken bir hobi” diye konuştu.

“250 LİRA BÜTÇEYLE OLTA BALIKÇILIĞI YAPABİLİRSİNİZ”

Balık ve av malzemeleri ürünleri satışının büyük bir sektöre dönüştüğünü, balık tutkunlarının doğru bilgi ile yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Günel, “Kara avıyla kıyaslarsak kara avı çok daha masraflı bir spor balıkçılık sektörüne göre. Burada 250-300 TL’lik bir bütçe ile olta balıkçılığı malzemeleri edinilebilir. Bir yıl yetecek bir malzeme edinebilirsiniz. Hobiniz geliştikçe fiyat da yükselir ama çok büyük bütçeler ayırmaya gerek yok. Klasik savurma el oltası ile başlarsanız çok daha uygun olabiliyor. Ürünlerimizin hepsi ithal, dışarıya bağlıyız. Dövizden etkilenen bir sektör. Rakamları sabitleyemiyorsunuz. Temin etmekte de sıkıntılar yaşandığı oluyor. Pandemide üretimler sıkıntılı hale geldi, ithalat yaparken de sıkıntıya düştüğümüz oldu. Hem sevdiğimiz hobimiz hem de işimiz. Hem uygulama yapıyoruz, hem de insanları bilgilendiriyoruz. Birisi geldiğinde örneğin çupra tutmak istiyorum dediği zaman ona uygun ürünler veya levrek tutmak istediği zaman ona uygun ürünler öneriyoruz. Kişileri doğru ürünlerle işe başlatırsanız başlayacağı hobide de başarılı olur ve devamı gelir. Ama yanlış ürünlerle onu gönderirseniz başarısızlıktan dolayı bu işten vazgeçecektir. Bu önemli bir nokta. Tecrübemiz olduğu için bu şekilde yönlendirebiliyoruz. Doğru bilgi çok önemli. İnsanların kendilerine ait tecrübeleri var. Bazen hiç tecrübesiz insanlar da gelebiliyor. Bildiklerimizi aktarmamız gerekiyor. Biz başladığımız zaman ile şu dönem arasında ciddi farklar var hem görsel olarak hem internetten birçok bilgi geliyor ve birleşiyor. İnsanların öğrenme kapasitesi çok daha hızlı bir şekilde ilerliyor. İnternette amatör balıkçılıkla ilgili birçok sayfa var. İnsanlar buradan paylaşımda bulunuyor. Yaşadıkları artıları ve eksileri paylaşıyorlar. Bu da işin gelişmesine ciddi bir fayda sağlıyor. Bizim işimiz geniş bir çeşidi kapsıyor. Bunun içersine outdoor malzemeler de giriyor. Bunla alakalı giyim, aksesuar, ekipman. Çok farklı şeyler var. Geniş bir sektör” dedi.

“DENİZ HAREKETLİYKEN BALIK YAKALAMA ŞANSI ARTAR”

Balık tutma saatleri ve hava durumunun değişiklik göstermesine bağlı olarak avlanmanın hesaplanması gerektiğini ifade eden Günel, “İş yerimizde ne çok kullanılan sistemler gerçek olta, yemli sistemden ziyade sahteli avcılık. At çek şeklinde, sahte balık kullanılarak canlı balık kaçıyormuş gibi izlenim verilir. Balıklar bunu fark ettiği zaman buna gelir ve bir mücadele başlar. Çok güzel bir yormadan sonra balığı alabilirsin de kaçırabilirsin de. Sahte avcılık da en önemli şey her atış çekişte bir heyecan yaşarsınız. Balık vurmasa dahi attığınız balığa bir balık geliyor mu diye takip edersiniz. Takip eden bir balık varsa onu nasıl kandırabilirim diye düşünüyorsunuz. O anda hem aklınız çalışıyor hem bedeniniz çalışıyor hem de spor yapmış oluyorsunuz. Genelde bu işe yeni başlayan kişiler her şeyin pırıl pırıl olduğu bir denizde gitmek isterler. Oysa tam tersidir. Deniz hareketliyken balık yakalama şansınız daha fazladır. Çünkü hareketli suda balık yem bulamaz sizin attığınız yemler avantajlı konuma geçer. Oysa pırıl pırıl suda balık çok rahat yemlenebildiği için sizin attığınız yemlere gelmeyebilir. Dalgalı su daha verimlidir. Sabah suyu dediğimiz çünkü bütün gece birçok balık cinsi avlanamaz. Bir noktada bekleme yapar. Sabah suyu avcılık açısında daha iyidir. 5-7 nöbeti dediğimiz saatler arasındaki av şekli daha başarılı olur. sahte yemcilikte suyun rengine göre yem seçmek gerekiyor. Deniz suyunun rengine göre balığın algılayacağı rengi seçmek gerekiyor.  Bundan 30 yıl önce bir ratla her türlü avı yapabilme mecburiyeti vardı. Şimdi av türüne göre ekipmanlar gelişti” diye konuştu.

“BALIKÇILIK BİR HOBİ, EŞLER BU KONUDA BİRBİRİNE DESTEK OLMALI”

Tüplü ve serbest dalış arasındaki temel farkları da anlatan Günel, belirli ölçütlerin balık tutmada önem arz ettiğini kaydederek, “ Tüplü dalışta yarım saatlik bir süreniz olur. Gezersiniz, fotoğraf video çekebilirsiniz. Ama serbest dalış farklı. Tüplü dalışta balık vurmak serbest değil, yasalarca yasak. Ama serbest dalışta limitler dahilinde vurabilirsin. Bıçak hem vurduğun balığı çabuk ölmesini sağlar hem de misina sıkışır, ağa dolanabilirsin bundan dolayı önemli. Burada her yere ağ döküyorlar. Bu bakımdan bıçak önemli. Hayat kurtarıcı. Serbest dalış elbiseleri var. Kişinin kilosu ile orantılı olarak kilonun yüzde 10’u kadar hesaplanır. Mesela 75 kilo olan bir kişi 5 milim elbise giydiği zaman yaklaşık 7,8 8 kilo ağırlık takması gerekiyor ki suyun içinde askıda kalabilsin. Dalıp dibe daldığınızda nefesiniz yettiğince orada beklersiniz ama ağırlık olmazsa hemen yukarıya çıkarsınız. Profesyonel balıkçılık tamamen ticari anlamda gırgırlar, posta ağları, uzatma takımlarını kapsayan teknelerle yapılan balıkçılık anlamına geliyor.  Eşler, sevgililer ve kadınlar genel anlamda erkeklerin balık tutmasın karşı duruyorlar. Stresi alan bu hobinin kadınlar tarafından desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir erkeğin en sevdiği hobinin istenmemesi doğru değil, bunu bir amatör balıkçıdan istemek daha zor. Kadınlar erkekleri balık tutma konusunda desteklemeli çünkü balık tutmak her iki taraf için de mutluluk yaratır” ifadelerini kullandı.

MAMİŞ: “BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BALIKÇILIK ADINA ADIMLAR ATMALI”

33 yıldır amatör balıkçılık yapan Veysi Mamiş, yapay resifler ve kayaların denizlerde bulundurulmasının balık popülasyonunu artıracağını, belediyelerin bu konuda adımlar atması gerektiğini ifade ederek, “7 yaşından beridir amatör olarak balıkçılık yapıyorum. Balık tutmak bir hobi, bir mutluluk bu nedenle balık tutmak tüm stresi atmak adına çok önemli. Denizin kokusunu almak bile huzur veriyor. Mersin’de balıkçılığı bitirdiler. Yasak avlanma, bilinçsiz avlanma, trollar, büyük gırgırların balık yuvalarını süpürmesi sonucu balık popülasyonu zarar gördü. Çoğu zaman balık tutamasak da yine de gitmeye çalışıyoruz. Ayaş, Ovacık, Tırtar ve Kız kalesi gibi yerlere balık tutmak için gidiyoruz. ‘Bir gün av eti kırk gün tavan eti’ balıkçılıkta bir tabir olarak kullanılır. Yani sürekli aynı yerde balık tutamazsınız. Dünya’nın en pahalı balığını amatör balıkçılar yer. Az masrafla büyük bir hediye kazanmış olursunuz. Balık tutmak sizleri zararlı alışkanlıklardan korur.’Hepimizin ikinci  eşi deniz gözleri mavi’ o derece çok severiz yani. Belediye olarak zayıfız, yapay resifler ve kayalar denize atılır. Balık potansiyelini artırmak amacıyla belediyeler denizin içerisine bunları yerleştirir. Birçok belediye bunu yapıyor, Erdemli Belediyesi bile bunu yapıyor ancak hala Büyükşehir Belediyesi’nin böyle bir girişimi olmadı. Mersin’de, Pozcuda, Davultepe’de, Lemas gibi yerlerde balıkların yuva yapması için yapay resif ve kayalıklara ihtiyaç var. Buralar üreme noktası olacak. Balığa saklanacak yer lazım, balık yumurtası dahi zarar görüyor, üremiyor, savunmasız bir canlı gırgır ve trollar sebebiyle süpürülüyor ve balık saklanacak yer bulamıyor” dedi.