Aktarlara olan ilgi daha da arttı

Tarih: 30 Kasım 2020 Pazartesi 15:20

Haber-Harun Bor

Aktarlık derin ve köklü bir geçmişi olan bir meslek, Geleneksel ve kültürel zenginliğimizin, sağlık folklorumuzun bir parçası adeta. Mersin’in Silifke Caddesi üzerinde yaklaşık 46 yıldır Aktarlık yapan Mahmut Karadayı da Aktarlık geleneğini sürdüren nadir esnaflardan.Covid-19 virüsü ile birlikte önemi daha da artan Aktarlığın, Karadayı sadece ticari bir kaygıya döndüğüne dikkat çekti.

“AKTARLIKTA İNSANLIK KAYBOLMUŞ”

İnsanlara doğruyu anlatmak ve yardım etmenin tek görevleri olduğunu belirten Aktar Mahmut Karadayı, ”Aktarım ama aynı zamanda Farmakalogluk yani bitkisel uzmanıyım.  Yani elimizden geldiğince, dilimizin döndüğünce vatandaşlarımıza doğrusunu anlatmak, vatandaşı uyarmak, vatandaşa yardım etmek bizim tabi en tabi görevimiz.Bu işin simsarı çok,  dürüst insanlar var yanlış insanlar daha çok hep kandırmaca, ulusal kanallarda dahi insanları kandırıyorlar. Yani hiç aklımın almadığı şeyleri vatandaşa anlatıyorlar gözlerimle şahit oldum.Aktarlık;  birikim, tecrübe, beceri yani kolay bir meslek değil. Yani bir insan 45 yılını buna vermiş bir insanım. Benim Referansım benim müşterilerim, verdiğimiz bitkisel ilaçların vatandaşlar üzerinde çok önemli bir etkisi var. Benim Mersinden çok Amerika’sından tut Fransa’ya, Almanya’ya her tarafa ben bu ilaçları ihraç ediyorum. Benim reklamım yok, ben sadece gelen hastalara yardım ediyorum. Aklıma geldiğince, dilimin döndüğünce yardımcı oluyorum. İnsanlar memnun ve şuana kadar bir şikayet almadık. Büyük bir paralar ve meblağlar yok, çam sakızı çoban armağanı, üç kuruş beş kuruş hiçbir şeyim yok bir canım var sadece. Bu işte insanlık kaybolmuş, merhamet yok olmuş kıyamet gibi herkes nefsici. Karşındaki insan bu ben burada al şu ilacı diyorum inanç senden gerisi Allahtan. Kendimizi övmüyoruz vatandaş övüyor zaten. Ben insanlardan çok dua alıyorum bu bana yeter” şeklinde konuştu.

“HASTA OLMADAN ÖNCE BİTKİ ÇAYLARINI TÜKETİN!”

Şifalı bitkileri hasta olmadan kullanmanın daha önemli olduğunun altını çizen Karadayı, “İnsanlar biraz öksürse, biraz grip olsa, ne olacak.Bu normal bakın nerede ip kopuyor,hastaneye düştüğü zaman.  İnsanlar kuyruğa düşmüş kardeşim, ya hiç mi grip olmadınız hiç mi ateşiniz yükselmedi hiç mi aksırmadınız. Gidiyorsunuz, hastaneler dolu bu biraz da korku imparatorluğu artık bu şeyi geçmiş hastalığı geçmiş, milletin psikolojisi bozulmuş. Tedbirler neler biliyor musunuz? Bunun aşağı yukarı 34’e yakın bitki çeşidi var. Bunları kullansın ama hasta olmadan önce kullansın, hasta olduktan sonra kullanmanın bir anlamı yok ki” ifadelerini kullandı.

“HATMİ, EBEGÜMECİ, ZENCEFİL, ZERDEÇAL VE BAMYA BAĞIŞLIĞINIZI GÜÇLENDİRİR”

Güçlü Bağışıklığın özellikle bu dönemde hastalıklara üstün geldiğini ifade eden Karadayı, “Şunu söyleyeyim bu virüs genellikle akciğerler üzerinde etkili oluyor. Mesela hatmi, ebegümeci, zencefil, zerdeçal, bamya bir sürü var. Ihlamur, Ekinezya bunların hepsi vücudun bağışıklık sistemini güçlendiren şeyler. Bağışıklık sistemi güçlü olana zaten bir şey yapmaz. Avrupa’dan gelen Türklere ben hep akciğer üzerine bitkiler verdim. 20’ye yakın bitki çeşidi ile beraber balla keçiboynuzu ile karıştırıp yiyorlar ve bunların hastalığı geçtiği gibi astımı gribi kalmıyor geçiyor. Birçok kişiye bu bitkisel ilaçlardan verdim ve hiçbiri artık grip geçirmedi, öksürmedi. Burada önemli olan hasta olmadan tedbir almak” dedi.

“TOZ HALİNDE BİTKİ ÇAYLARI  10 KAT DAHA ETKİLİ”

Toz halinde tüketilen bitki çaylarının daha etkili olduğunu kaydeden Aktar Karadayı, “İnsanlarımıza şimdi tavsiyemiz bazı bitkiler vardır. Zencefil, Zerdeçal, Tarçın, Ekinezya, Ihlamur, Ebegümeci, Hatmi, bunları kaynatıp içmek başka, bunları toz haline getirip kullanmak daha başka. Şimdi bir bitki kaynatıldığında bunun bir defa besin değeri ölür. Bu şekilde vücutta 2 saat kalır ve sonrasında idrar vasıtasıyla dışarı atılır. Bunu toz halinde alıp tüketmenin faydası en az 10 kat daha fazla. Bunları döver yerse daha faydalı olur. Çünkü kaynamıyor, besin değeri ölmüyor. Vücut 8 saat nemalanıyor bununla. Şimdi bu toz halinde birçok bitkiyi karıştırıp fahiş fiyatlara satanlar var.  Ama şimdi katkısız hiçbir şey kalmadı hayatımıza girmiş katkı. Güvendiğin kişilerden alacaksın benim burada değirmenim var kimseye itimat etmiyorum. Bu işte maalesef şaibe çok inanın” ifadelerini kullandı.

“SADECE BİTKİSEL ÜRÜN ALMAK YETERLİ DEĞİL!”

Yalnızca Bitkisel ürünleri tüketmenin yeterli olamayacağını hatırlatan Karadayı, “Şunu başta söylemek lazım sadece baharatla şununla bununla olmuyor. İnsanların biraz da maddi durumları iyi olacak, protein alacak. Protein en fazla ette yumurtada var. E bunlar pahalı adam yiyemiyor. Biz de bir tabir vardır ‘Et yiyen eve dert girmez’ diye. Evinde proteini alsın elinden geldiğince bizlere danışsınlar. Yani internetten şuna buna itimat etmesinler. Allah insanlara merhamet versin. Güvendikleri insanlara gelsinler. Ben 36’ya yakın arısütü polen veriyorum insanlara al iç mümkünü yok hasta olmazsın artık, çünkü vücudun bağışıklığı güçlendi. Vücut kuvvetli oldu mu zaten hasta olmazsın. Bir de şu var her şeyi gıda almaya da bağlamayacaksınız fazla da titiz de olmayacaksınız. Hesap yapmayacaksın mikrobu biraz da dışardan alacaksın çoluk çocuğu bırak dağa taşa. İşte vücut bağışıklık kazanmıyor. Çocuk hep evde, bırakın bu titizliği, insanlar hep dışardan hem de aldığı gıdalarla bağışıklık kazanacak. Bizim güzel bitkilerimiz var. İnsanlara yardım etmek için buradayız. Hepsi doğal, natürel hiçbir zararı yok bizler de elimizden geldiğince yardım ederiz. Bu da bizi mutlu eder” dedi.