Mersin Yenişehir’de 10 yıldır çiğköfte ve hamburger dükkanı işleten esnaf Fatih Şentürk, “Sterilizasyon kelimesinin anlamını bilmeyip elinden yemek yediğimiz birçok kişi var. Gıdadan hastalık kapma korkusu bizim işlerin yüzde 50’sinin durulma sebebidir. Ülke olarak sıkıntımız yok insanlar da sorun var. Hiç çalışmadığım halde Geçici Usulde KDV için 1285 lira benden vergi istiyorlar” dedi.
Haber- Harun Bor
Dünya’da Covid-19 salgınının tüm sektörleri etkilediği bir gerçeklik var. Bu süreçte de sağlığımızı korumanın, sağlıklı beslenme ile mümkün olduğu uzmanların ortak görüşü. Pandemi günlerinde hazır gıda güvenliğinin önemi de bu nedenle artmış durumda. Hazır gıda işini yapanlardan biri de Fatih Şentürk. Anne ve babasıyla beraber, kendi hazırladıkları ürünleri müşterilerine sunan Şentürk ailesi, bu konuda insanların pandemiden dolayı dışardan hazır gıda almaya korktuğuna işaret ediyor. Şentürk, “Ellerini yıkamayı bilmeyen insanların lokantalarda çalıştıklarını bilmiyoruz halen. İnsanlar artık bunun farkında bu yüzden de evlerinde tüketmeye başladılar” dedi.
“TÜRKİYE’DE GIDA SEKTÖRÜ BİLİNÇLİ DEĞİL”
Covid-19 salgınından dolayı kapanan okulların ve halkın dışardan hazır gıda almaktan korkmasının işlerini çok etkilediğine dikkat çeken Şentürk, “Pandeminin üzerinden nerdeyse 1 yıl geçmiş olacak. 3 ay kaldı belki 1 yılın tamamlanmasına ama ben 1 yılı tamamen kapattım. Biz pandeminin etkisini ocak ayında, daha virüs Türkiye’ye gelmeden önce yaşamaya başladık. Kıyaslama yapabilirim mesela 2020 yılının ilk 3 çeyreğinde az hissedilen ama şimdi etkisi daha fazla olan bir psikolojik etkisi var. Hastalık ilk çıktığında insanlar ilk başta çok etkilenmediler, çünkü virüs yiyeceklerden bulaşır mı, Türkiye’ye gelir mi gibi sorular fazla yoktu. Aralık ayından sonra insanlarda bir korku başladı. Mart ayından haziran ayına kadarki 3 aylık sürede insanlar korkmaya başladı. Son 3 aydır da bu korku daha fazla arttı çünkü insanlar şunu demeye başladı, yiyeceklerde de virüs bulaşabiliyormuş evde yemek yiyelim dediler. İnsanlar hastalığı ciddiye almaya başlayınca dışardan yemek yeme oranı düştü artık. Bunun sokağa çıkma yasağı ile ilgisi yok çünkü insanlar dışardan yemek yemeğe korkar oldu. Aldıkarı yiyeceklerden veya yemeği hazırlayan kişi hasta mı acaba diye çekinmeye başladı. Türkiye’de ne yazık ki gıda sektörü yeterli düzeyde bilinçli değil. Bu ülkede steril kelimesinin, sterilizasyon kelimesinin anlamını bilmeyip, elinden yemek yediğimiz birçok kişi var. Ellerini yıkmayı bilmeyen insanların lokantalarda çalıştıklarını bilmiyoruz halen. İnsanlar artık bunun farkında bu yüzden de evlerinde tüketmeye başladılar. Gıdadan hastalık kapma korkusu bizim işlerin yüzde 50’sinin durulma sebebidir. Diğer yüzde 50’si ise, okulların kapanması oldu. Bu bizim için şu demek, sokakta gezen insanların yüzde 70’nin olmaması demek. Bu da büyük bir genç kitlesi demek ve özellikle benim kitlemdir. 0-25 yaş aralığı benim kitlem ama onlar şuan ortada yok. Bu benim işlerimi çok etkiledi. Alınan önlemler doğru bir politika ama yeterli mi hayır. En büyük sıkıntımız kültürel eksikliktir” ifadelerini kullandı.
“KOMŞULARIM YEMEKLİ EV ZİYARETLERİ YAPIYOR”
Yaşadığı sitede salgına rağmen ev ziyaretlerinin yapıldığını iddia eden Şentürk, “Coğrafya kaderdir. Ben 80 dairenin içinde olduğu bir sitede yaşıyorum. Her akşam komşularımız birbirinin evlerine ziyarete gidiyorlar. Hasta ziyareti yapıp sarılıyorlar , beraber çiğköfte yoğurup zaman geçiriyorlar. Gizlice tavla oynuyor, okey oyununu oynuyorlar. İnsanlar evlerinde otururken virüsün bu şekilde bulaşmayacağını düşünüyorlar. En sevdiğim şey HES kodu uygulması oldu. Gittiğim bir kuruma veya yolculuk için bunu istemeleri çok yerinde . Önlemler var ama bu kültürel eksikliklerden dolayı vaka sayıları artıyor” dedi.
“SIKINTI ÜLKEDE DEĞİL, İNSANLARDA”
Covid-19 salgınında kira sahipleriyle de sıkıntılar yaşadığını belirten Şentürk, “Çok şükür kendimize ait bi evimiz ve ayaklarımızı yerden kesen bir arabamız var. İyi kötü bir gelirimiz var. Ben diğer esnaflara dua ediyorum şuan. Sıkıntı ülkemizde değil insanlarda, ben bu şekilde düşünüyorum. Buranın kirasını anlaşmalı şekilde dükkan sahibim ile anlayışlı şekilde ödememizi aylık ödeme olarak yaptık, sağolsun ancak imalat yaptığım yerin kirasını ödeyemeyecek duruma geldim ve imalat yaptığım yerin sahibi ise beni boğazlayacak oldu. Pandemi beni ilgilendirmez dedi halimden bile anlamadı. Arada böyle şeyler yaşadım bu süreçte. Ülke olarak sıkıntımız yok insanlar da sorun var” şeklinde konuştu.
“ESNAF VE SANAATKARLAR ODASI NEDEN VAR ANLAMIYORUM”
Esnaf ve Sanaatkarlar Odasında pandemi sürecinde destek almadığını ifade eden Şentür, “Esnaf arkadaşlarım adına konuşmak isterim ki, ben Esnaf ve Sanatkarlar Odasını aradım birkaç gün boyunca ama bir dönüş dahi yapmadılar bana. Alınan tedbirler doğrultusunda çalışma saatlerimiz hakkında bilgi almak için aradım ancak dördüncü gün bana mesaj attılar. Benim son 3 yıldır Esnaf ve Sanaatkarlar Odasına harcını, pulunu ödedikten sonra aldığım tek hizmet budur. İnsan ne hizmet bekler hiç olmasa arada şu esnafları ziyaret etseler olmaz mı. Bir şikayetiniz , öneriniz var mı gibi gelip bizleri ziyaret etmeleri çok mu zor. Buyursunlar gelsinler dedik ama zahmet edip gelmediler. Esnaf ve Sanatkarlar Odası neden var ne iş yapar anlamış değilim. Bir faydası da olacak mı sanmıyorum. Bu benim esnaf olarak görüşüm. Biz pandemini ilk 4 ayında hijyen ürünlerine ulaşamadık. Esnaf ve Sanatkarlar Odası bunu en azından organize edebilirdi” dedi.
“SAAT 24’E KADAR DÜKKANIM AÇIK OLMALI “
Yeni korona virüs kısıtlamalarıyla birlikte dükkanını erken kapatmak zorunda kaldığını söyleyen Şentürk, “Esnaf arkadaşlarımız adına konuşayım, mesela hafta içinde saat 20’de kapanacağız. Bu olmamalı ben saat 24’e kadar açık olmalıyım. Vatandaş beni aramalı ve ben hizmet yapmalıyım. Ben sabah erken vakitte de dükkanımı açabilmeliyim. Bu saatlerin sınırlaması da engel oluyor bizlere. Akşam saat 8’de kapatacağım mesela. Kokoreççi ve çorbacı akşam saat 8’de nasıl kapatsın onların işleri gece başlıyor. Ben gece verilen siparişlere de gitmeliyim. Alınan önlemler doğru ama bu saatler de kısıtlama yanlış” olduğunu ifade etti.
“ÖTV VERGİSİ BİZLERDEN ALINMAMALI”
Pandemi süreciyle birlikte iş yapamadığına ve gelen vergilerin indirimli olması gerektiğine işaret eden Şentürk, “Ben elektrik yakıyorsam devlet benden vergi alacak ama buna bir indirim getirebilirdi. Faturlardaki ÖTV (Özel Tüketim Vergisi)’nin yüzde 50’sini almasın. Su faturalarımdaki vergiyi de indirebilirdi devlet. Burada internet kullanıyorum mesela internet sağlayıcısı bunda indirim yapabilirdi, devlet de ÖTV almamalıydı bu dönemde. KDV’ ye de birşey demiyorum ama bugün Maliye’den gelen mesajda ben 2020 yılına ait hiçbir vergimi ödeyememişim. Hiç çalışmadığım halde Geçici Usulde KDV için 1285 lira, 584 lira gelir geçici vergi, 137 lira yıllık gelir vergisi, 488 lira da muhtasar vergisi olmak üzere, 58 lira da bu dönem 2552 lira vergi borcum var. Çalışmadığım halde gelen borç bu aralık ayından haziran ayına kadar ben çalışamadım, kirayı da zor ödedim. Bu borçları ben yapılandıracağım çünkü 2552 lira başka türlü ödeyemem. 1 haziran da açtım burayı pandemiden dolayı sonra okullar kapandı, okullar da yarım yamalak açıldı kapandı. Ben aldığım parayı da kiraya ödedim. Ben bu borcun alınmamasını isterdim” dedi.
“KAPIMIN ÖNÜNÜ SÜPÜRMEYEN BELEDİYE BENDEN VERGİ İSTİYOR”
Tabela ve reklam vergilerinin pandemi sürecinde alınmaması gerektiğine de değinen Şentürk, “Belediyeye kapının önündeki totem için, tabela için, camdaki giydirme için vergi çıkarmış. Bunun 2500 lirası 2020 yılı için. Belediye beni tanıtan, sokağa bakan tabela için benden ücret istiyor. Kapamın önünü süpürmeyen belediye, benden vergi istiyor. Burada kapının önünde bir olay olduğunda çağırdığım görevini yapamayan zabıta ekipleri, buraya gelip tabelaya bakıp fiyatlandırma yapıyorlar. En azından bu dönemde belediyenin bizden tabela reklam vergisi almamasını beklerdim. Tüm esnaf arkadaşlarım da bunu ister eminim ki. Belediye de devlet de ben çalışmadığım halde benden vergi almamasını isterdim” şeklinde konuştu.
“VATANDAŞ YASAKLARI ÇİĞNEMEK İSTİYOR”
Salgın kurallarına rağmen buna uymak istemeyenlerin ısrarcı olduğuna değinen Şentürk, “En büyük beklentim de şu, devletin koyduğu hijyen kurallarına uyarken vatandaşın gelip buraya ısrarla yemeği burda yemek istemesi. Israrla bunu benden istiyorlar, beni tehdit ediyorlar gider başka yerde yeriz diyorlar. Rica ediyorum bu yasaklara uyalım ve bizden bunu istemeyin. Maske takınız diye artık rica da ediyoruz ancak bizlere bundan dolayı kızıyorlar. Uyarmam gerekiyor bu konuda vatandaşı ve lütfen akraba ziyaretlerini de bırakın. Bunu yapmayın bizlere” şeklinde konuştu.
|