Mersin’in dış ticarette açık vermeyen, cari açığı olmayan, katma değer yaratan net ihracatçı bir kent olduğunu belirten Mersin Ticaret ve Sanayi OdasıYönetim Kurulu BaşkanıAyhan Kızıltan, “Bu rakamlara aslında ilave edilmesi gereken Mersin Serbest Bölgesi rakamları da vardır ama nedense serbest bölge ihracatları kentin ihracat hanesine yazılmıyor. Oysa bu firmalar Mersin firması, Mersin’de üretiyor, Mersin’de katma değer yaratıyor, Mersin’de istihdam yaratıyorlar. Burada Mersinliler çalışıyor” dedi.
Mersin Ticaret ve Sanayi OdasıYönetim Kurulu BaşkanıAyhan Kızıltan, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası çatısı altında çalışan, üreten, istihdam yaratan ve ihracat yapan tüm firmaların, Mersin’in ve Türkiye’nin hedeflerine ulaşmak için çaba sarf ettiklerini belirtti. Ulusal, bölgesel ve küresel tüm sorunlara, krizlere ve problemlere rağmen üretmeye ve yeni pazarlar bularak kent ekonomisine ve ülke ekonomisine katkı sağladıklarını belirten Kızıltan,“Sadece ekonominin değil, sosyal huzurun da teminatıyız.Ekonomideki tüm olumsuzluklara rağmen Mersin’de 2021 yılında bin 100 firma kapatma işlemi yapmasına rağmen, 3 bin 100 yeni firma açılmış. Yani, Mersin’in girişimci sayısı artmış, işveren işletme sayısı artmıştır. Yabancı sermayeli işletme sayısı 2 bin 100’ü geçmiştir. Yani, Mersin dış yatırımcıya güven veren bir istikrar kenti olmuştur. Yaş Meyve- Sebze, Hububat- Bakliyat, Gıda, Sanayi (Çelik İmalat – Makine), Orman Ürünleri ve Kimya kentin katma değer yaratan üretim sektörleri olmaya devam etmiştir. Öte yandan; hizmetler sektörleri de kentin en az üretim sektörleri kadar eş değer katma değer yaratmaktadır ki bunlar: Lojistik, Dış Ticaret, Gümrükleme, Depolama, Turizm ve Eğitim sektörleridir. Tüm bu üretim ve hizmet sektörlerimizin yarattığı dış ticaret her geçen yıl artmaktadır. Mersin üreticisi, Mersin girişimcisi, Mersin ihracatçısı sorunlara meydan okumakta ve ihracatını her geçen yıl Türkiye ortalamasının üstünde artırmaktadır” dedi.
“MERSİN, DIŞ TİCARETTE CARİ AÇIĞI OLMAYAN BİR İLDİR”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odasında göreve geldikleri 2018 yılına ve geriye doğru son 4 yılın Türkiye ve Mersin ihracat rakamlarına baktıklarına sürekli artan bir ihracat gördüklerini sözlerine ekleyen Kızıltan, “Mersin ihracatının Türkiye ortalamasının üstünde bir artış göstermesinin yanında, Mersin ithalat rakamlarının da sürekli ihracatından az olduğunu da tekrar vurgulamak istiyorum. Yani Mersin dış ticarette açık vermeyen, cari açığı olmayan, katma değer yaratan net ihracatçı bir kenttir. Bu rakamlara aslında ilave edilmesi gereken Mersin Serbest Bölgesi rakamları da vardır ama nedense serbest bölge ihracatları kentin ihracat hanesine yazılmıyor. Oysa bu firmalar Mersin firması, Mersin’de üretiyor, Mersin’de katma değer yaratıyor, Mersin’de istihdam yaratıyorlar. Burada Mersinliler çalışıyor. Mersin Serbest Bölgesi’nde 2021 yılında 3,2 milyar dolarlık dış ticaret hacmi gerçekleşmiştir. Bu rakamlar da ilave edildiğinde Mersin ortalama 12 milyar dolarlık dış ticaretin gerçekleştiği bir kenttir. Mersin’e yatırım yapılırken veya Mersin yatırımları bekletilirken aslında neyin bekletildiği ve nelere engel olunduğu akılcı şekilde düşünülmelidir” ifadelerini kullandı. Kızıltan, “2018’da 177 milyar dolar/2,8 milyar dolar, 2019’da 180 milyar dolar/3 milyar dolar, 2020’da 170milyar dolar/3,2 milyar dolar, 2021’de 225milyar dolar/4,2 milyar dolar ihracat. Bu tablonun önemi; Mersin’in bu istikrarlı artışları ekonomisindeki temel kamu yatırımlarındaki eksikliklere rağmen gerçekleştirmiş olmasıdır. Üretim yatırımla artar. Yatırım yoksa ne üretim ne istihdam ne de ihracat artar. Mersin üreticisi girişimci gücüyle, çabasıyla, küresel pazarlardaki gayreti ve kaliteli üretimiyle kapasitesini mümkün olduğunca artırarak bu yükselişi sağlayabilmektedir” diye konuştu.
“MERSİN’İN TALEP ETTİĞİ YATIRIMLAR, MERSİN’DEN DAHA ÇOK DİĞER İLLERİN KULLANACAĞI YATIRIMLARDIR”
Eksik kamu yatırım ve projeleri tamamlanmazsa bu durumun sürdürülebilir olmadığını belirten Kızıltan, “Daha kötüsü, Mersin’in talep ettiği yatırımlar aslında Mersin’den daha çok hinterlandındaki diğer üretici ve ihracatçı illerin kullanacağı yatırımlardır. Yani, Mersin’in talepleri ötelendikçe aslında Konya’dan Karaman’a, Adana’dan Gaziantep’e, Kayseri’den Kahramanmaraş’a, Osmaniye’den Hatay’a kadar bir bölgeyi kapsayan ve üretim ve ihracat gücüyle Türkiye’nin yeni Marmara Bölgesi denecek bir ekonomik bölgenin gelişmesi de ötelenmektedir” sözlerine yer verdi.
“MERSİN BU İHRACAT RAKAMLARINI KAT VE KAT ARTTIRACAKTIR”
Ötelenen, bir türlü yapılmayan veya hala tamamlanması beklenen yatırımlar hakkında konuşan Kızıltan, “Çukurova Havaalanı (2022 yılı sonunda hizmete girmesi bekleniyor), Mersin Ana Konteyner Limanı Çeşmeli-Taşucu Otoyolu, Uluslararası Lojistik Merkezi Kurulması, Turizm Bölgelerinin Yatırıma Açılması, D-400 devlet yolunun genişletilmesi, D-400’e paralel 2. Yolun Tarsus’a kadar açılması, Türkiye yatırımlarda İstanbul ve Marmara takıntısından kurtulmalıdır. Eğer Mersin’in bekleyen bu yatırımları hayata geçebilse, Mersin’den daha çok hinterlandına hizmet verecek olan Mersin Ana Konteyner Limanı, Mersin Uluslararası Lojistik Merkezi, Mersin-Taşucu otoban bağlantısı, D-400 yolu genişletme çalışması ve D-400’e paralel yol çalışması, Çukurova Havalimanı’nın tamamlanması, sanayi yatırımları ve sektörel sanayi siteleri için uygun hazine arazilerinin tahsisi gibi önemli konular çözülebilse, Mersin bu ihracat rakamlarını kat ve kat arttıracaktır. Mersin değil 4,2 milyar dolar, 5 sene içinde 15-20 milyar dolar ihracatı tek başına gerçekleştirecek bir ildir. Bu eksiklere rağmen 4 yılda ihracatını yüzde 100 artıran Mersin, bu yatırımlar hayata geçtiğinde ihracatını da üretimini de istihdamını da çok daha fazla arttıracak potansiyele sahiptir. Yeter ki, bu konularda siyasi düşünülmesin. İş ve aş siyasetin üstünde bir konudur. İş ve aş memleketin huzurudur. Türkiye artık üretim ve ihracatta İstanbul ve Marmara takıntısından kurtulmalıdır. Yeni ekonomi bölgelerine destek vermek Türkiye’nin ekonomisinin kurtuluşudur” diye belirtti. (Haber Merkezi)
|