Emeklilere Temmuz ayında yapılan bin liralık ara zamla birlikte 2 bin 500 lira olan en düşük emekli maaşının 3 bin 500 liraya yükselmesi ile ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan Türkiye Emekliler Derneği Mersin Şubesi Başkanı Cemal Akbudak, “Emekli maaşı en az asgari ücret kadar olmalı. Açlık sınırı 7 bin lira iken, emeklilere asgari ücret vermeleri durumunda, ona bile memnun olacaklar” dedi.
Haber- Emrah Birgül
Türkiye Emekliler Derneği Mersin Şubesi Başkanı Cemal Akbudak, 2 bin 500 lira olan en düşük emekli maaşının 3 bin 500 liraya yükselmesi ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulunarak, yapılan zammın emekliler için yetersiz olduğunu belirtti. Emeklilere gelen zam hakkında detaylı bilgi veren Akbudak, “Şimdi emekli maaş alt sınırı 2 bin 500 liradır, daha doğrusu 2 bin, bin 500, bin 700 lira olan emekli maaşlarını 2 bin 500’e tamamladılar. Ama onlar gelen enflasyon rakamlarından ancak 2 bin 500 sınırını aştıktan sonra faydalanabileceklerdi. Şimdiki emekli maaş zammına 500 lira gibi bir rakam söylüyorlar, yani 2 bin 500 alt sınırına eklersek 3 bin lira oluyor. Şu anda net bir şey yok, emeklilerin hesabına para yattığı zaman bu netleşir. Yani ne kadar istedikleri rakamları söylerlerse söylesinler, net bir şey yok. Diğer emeklilerimizde 3 bin 200 ve 3 bin 600 bandında emekli maaş alıyorlar. Nereden bakarsanız bakın yüzde 50’i bu rakam üzerinden maaşlarını alıyor. Şu anda ilk 5 aylık enflasyon rakamları yüzde 35’lere geldi. İşte bu haziran ayı enflasyon rakamları belli olduktan sonraki ihtimal yüzde 40 civarı olacak, artı olarak bir şeyler verecekler mi, onu da bilmiyorum. Yüzde 40 üzerinden hesaplayacaklar ama enflasyonun yüzde 200 üzerinde olduğu bir dönemde, yüzde 40 enflasyonu bile az kalıyor” şeklinde konuştu.
“EMEKLİYİ AÇLIKTAN ÖLDÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR AÇIKÇASI BUNDAN İBARETTİR”
Açlık sınırının 7 bin lira, yoksulluk sınırının ise 20 bin lira olduğuna dikkat çeken Akbudak, emekliyi açlık sınırının altındaki bir rakamla sınamaya çalıştıklarını belirterek, “Yani maaşlar 7 bin lira gibi bir rakama ulaşması mümkün değil, emeklinin yüzde 5’i belki o 7 bin bandında açlık sınırı civarında alıyor. Yoksulluk civarında zaten alamıyorlar. Bayram ikramiyelerinde şu ana kadar bir artış yok, gelişmesi yok. Bunu bayramdan önce verecekler ama yine bin 100 lira gibi bir şey görünüyor. Enflasyonlar yüzde 200’ü geçmiş, siz bin 100 liraya çıkardınız. Bu enflasyon hiç değilse TÜİK’in hesapladığı enflasyon üzerinden verseler bile, bin 600-700’den aşağı olmaması gerekiyor. Ama maalesef TÜİK gibi bir başımızda bir garabet var. Türkiye’nin gerçeğinden hiç haberi olamayan insanlar oranın başında, emekli maaşlarını onlar hesaplıyor. TÜİK’in hiçbir verisi doğru değildir. Yani bunlar gerçek rakam değil, insanların hayatlarında kullanmadıkları ve bilmedikleri şeyleri enflasyon sepetinin içine sokuyorlar. Bu da belirleyici oluyor. Emekliyi açlıktan öldürmeye çalışıyorlar açıkçası bundan ibarettir” diye konuştu.
“EMEKLİ MAAŞIN ALT SINIRI ASGARİ ÜCRET OLMALI”
Emekli maaşlarının asgari ücretle aynı oranda olması gerektiğini aktaran Akbudak, emeklilerin enflasyon ile birlikte zor şartlarda yaşadığını ifade ederek “Emekliler alt sınır olarak maaşı asgari ücret istiyorlar. Yani açlık sınırı 7 bin lira iken, asgari ücret vermeleri durumunda ona bile memnun olacaklar. Şimdi tribünlere oynamanın alemi yok. Yani şimdi açlık sınırının 7 bin lira olduğunu söylersek, bizde ‘7 bin istiyoruz’ dersek, bunu kimse dikkate almaz. Biz Türkiye gerçeklerinden bahsediyoruz, onu vermeleri zaten mümkün değil. En azından alt sınırını asgari ücret olarak getirseler, diğerleri otomatik olarak yükselir. Şimdi yüzdelikler emekliler arasındaki uçurumdan başka bir şeye yaramıyor. Şu anda 5 bin lira emekli maaşı alana yüzde 40 zam yaparsanız, 2 bin lira eder. 2 bin 500 emekli maaşı alana yüzde 40 yaparsanız, bin lira eder. İntibak yasası ile emekliler arasındaki uçurumu kapatmaya çalıştınız ama maalesef geldiğimiz noktada yüzdeli zamlarla aradaki uçurumu açıyorsunuz. Onun için biz hep seyyanen zam diyoruz. Örneğin biz diyoruz ki ‘2 bin alana da, bin 500 alana da, 5 bin alana da aynı zammı verilmesini istiyoruz’ Aradaki farkın kapatılması için bunun yapılması gerek” şeklinde konuştu.
“YENİ EMEKLİ OLACAKLARIN MAAŞI EV KİRASINA YETMEYECEK”
Yasaların değiştiğini, yeni emekli olanlarının emekli maaşları ile ev kiralarını veremeyeceklerini belirten Akbudak, sistemin bozulduğunu kaydederek,“Yasalar değişti, geçmiş dönemlerde yüzde 73 oranında maaş bağlanırken, şu anda yüzde 30’lara düştü. Onun için bu saatten sonra emekli olacak olan kişilerin o maaşı ev kirasına yetmeyecek. Yani Genel Kurmay Başkanı bile bu şartlar altında emekli olursa, her zaman açlık sınırının altında maaş alacak. Bizim sistem bozuldu, maaş bağlama oranlarını böldüler. İşte 2000 bin öncesi ve sonrası, 80 öncesi, sonrası ve gittikçe bozulmaya başladı. Yüzde 73 oranıydı, şimdilerde yüzde 30’lara düşmüş durumunda. Yani rakamsal olarak baktığımzda; 2 bin lira alacak olan birisi, 800 liraya düşmüştür” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIKTA KATKI PAYI ADI ALTINDA, ESKİ BORÇ DİYE PARA ÖDÜYORUZ”
Emeklilerin büyük bir sıkıntı yaşadığını, sağlıkta katkı payı adı altında para ödediklerine dikkat çeken Akbudak, “Sağlıkta katkı payı adı altında emeklilerin geçmiş dönemde ödedikleri primin sağlıkta katkı payı adı altında yine para ödettiriyorlar. Buda bir sıkıntı geçmiş dönemlerde biz fatura, fiş dilenciliği yapıyorduk ve o zaman KDV oranlarının yüzde 10-12 civarında iken biz o KDV oranlarını alıyorduk ama onu getirdiler ve yüzde 4-5’ e bağladılar. Bu rakam da sabit kaldı, bununla birlikte yüzde 10’dan aşağı olmaması lazım. Biz zaten aldığımız ürüne yüzde 10 KDV veriyorsak, hiç değilse bunun karşılığını yüzde 10 alalım. Emeklilerin sıkıntısı büyük, zaten yetişemiyorlar. Şimdi birkaç Afrika ülkenin dışında bizden en düşüğünü belki veren yoktur. En azından o Avrupa ülkelerindeki aldıkları maaşlar en azından onlara yetiyor. Ama bizimkilerde; bırak tatile gitmeyi, biz Mezitli’ye zor gidiyoruz. Minibüs zamları bugün yine arttı. Emekliler içinde değişen bir şey yok, sivil olanlarla aynı ücreti veriyorlar. Buradan Mezitli’ye gidemeyen biri için şehir dışına nasıl gitsin” dedi.
“EMEKLİLER YOKSULLUKTAN AKLINI VE SAĞLIĞINI YİTİRECEK”
Emekli maaşlarının emeklilere yetmediğini aktaran Akbudak, ülkede pahalılıktan emeklilerin geçim sıkıntısı yaşadığını ifade ederek, “Bizde isteriz indirimli tarifeler uygulasınlar. Ama bize hakkımız olanı versinler, o indirimler olmasa da olur. Yani kalkıp orada indirim yapmayacaklarına göre, maaşımızı versinler. Şu anda aldığı emekli maaşının üçte birini elektrik ve suya veriyorsa geride kalanların nasıl yaşamasını bekliyorsun. Şimdi çok basit bir örnek vereyim. 4 kişilik bir ailenin günde 4 tane ekmek yediğini varsayalım, 4 ekmek 20 lira yapıyor. Bu da ayda 600 lira yapıyor. Sadece ekmek parası sadece ayda 600 lira tutuyorsa, maaşın altıda birini sadece ekmeğe veriyorsun. Bunun yanında elektriği, suyu, evin kirası daha çok şey sayabilirim. Böyle bir ülkede bu emeklinin nasıl yaşamasını bekliyorsun. Emekli maaşın altıda biri aylık ekmek almaya denk geliyor. Bu insanların ülkede aklını yitirmeden, sağlığını yitirmeden yaşamasını bekliyorsunuz. Hangi mantık ile bekliyorlar onu da anlamıyorum” diye konuştu.
“EMEKLİLER MADDİYATTAN DOLAYI KAHVEHANEYE GİTMEKTEN KORKUYOR”
Emeklilerin maddi yönden dışarıya çıkmaktan korktuğunu ifaden Akbudak, “Eskiden emekliler kahvehanelere giderdi. Şu anda emekliler dışarı çıkmaktan korkuyor. Kahvehanelerde birine çay ısmarlamaktan korkuyor. Orada bir bardak çay içtiği zaman kesesine dokunuyor. Onun için evde zaman nasıl geçecek, ona sosyal ortam hazırlamışsın, evde kalma şansı yok, mecbur gidip kahvehane de oturacak. Hiçbir şey yapmadan 10 lirası orada gidecek ve bu ayda 300 lira ediyor. Bunlar çok basit hesaplar, emekliye ölün diyorlar. Bu sadece emekliler için geçerli değil, çok kişi geçerli ve ülkenin yüzde 90’ı bu durumdadır. Açlık ve yoksulluk sınırının ortada gezinip duruyorlar” şeklinde konuştu.
“EMEKLİLER VE ASGARİ ÜCRETLİLER KÖTÜ YAŞAM SÜRMEKTE”
Açlık sınırının 7 bin olduğu yerde, asgari ücreti eleştiren Akbudak, enflasyonun yüksek olduğu dönemde 7 bin liranın bile yetmediğini aktararak, “Biz şu anda en kötü ihtimalden bahsediyoruz. Biz açlık sınırından bahsediyoruz, yoksulluk sınırından değil. Açlık sınırın 7 bin lira olduğu bir yerde 4 bin 253 lira asgari ücret veriyorsunuz. Elbette bende 7 binin yetmediğini de herkes biliyor. Hiç değilse açlık sınırının üstünde biraz verseler, belki vatandaş yaşamlarını suni teneffüs şeklinde devam ederler. Bu ülkedeki durum nasıl düzelir. İlk olarak bu ülkeyi bu hale getirenlerden kurtulmaları gerekir. Herkes kendi kafasında bu beni kurtuluşa erdirir diye bir partiye sığınacak. Şu anda bu geldiğimiz ortamda bu böyle gitmeyecek. İnsanlar parlamenter sisteme dönmelidir. Ülkenin durumunu bilen Milletvekillerin orada olması gerekir. Çünkü o milletvekillerinin annesi, babası, akrabası emeklidir. Bu ülkede 600 milletvekili var, bunu onlar biliyor en azından yakın çevresine baksınlar. O insanların nasıl bir kötü yaşam sürdüklerini görsünler” ifadelerini kullandı.
“ÖLÜM İLE YAŞAMAK ARASINDA MÜCADELE EDİYORUZ”
Ülkede yoksulluk ile mücadele ettiklerini, şartlarının giderek kötüye gittiğini ifade eden Akbudak, “Bu ülkede sağlığını, canını vermişsin ve bugün yoklukla, yoksullukla ölüm ile yaşamak arasında mücadele ediyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde emekliler günü diye bir gün yoktur. 30 Haziran Emekliler Günü için Atatürk şöyle bir söz söylemiş: ‘Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletinin yaşama kuvvetini, kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken bütün kuvveti ile çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin istikbale güvenle bakma hakkı yoktur’ Yani bu ülke için canımı, kanımı verdiğim zaman, sen o zamanda bana bakmıyorsan geleceğe de senin bakmana hakkın yok” diye konuştu.
“SİSTEMİMİZ BOZUK, İLK OLARAK İŞ SAYISI ARTIRILMALI”
Emeklilerin geçinmesi için ilk olarak işsizlik sorunun çözülmesi gerektiğini vurgulayan Akbudak, “Bizim ülkemizde 13 milyon emekli var. Yani 52 milyon çalışan olacak ki 13 milyon emekliye baksın. 52 milyon çalışan olması gerekirken, 18 milyon çalışan var. Onun için gençler için işsizliğin bir an düzelmesi lazım ki emekliler de hakkettiği yaşamı yaşasın. Yani emekli nüfusun 4 katı bir çalışanı olacak ki emekli de mutlu yaşasın. Ama maalesef ki ülkemizdeki işsizlik durumun 52 milyon çalışanı olması gerekirsen 18 milyon kişi çalışıyor. Yarın o emekliler emekli maaşını almakta zorlanacaklar. Yani sistem olarak sitem bozuk, hepsi birbiri ile bağlantılıdır. Sizin işsizliği gidermeniz lazım, gençlerin iş sayısını artıracaksınız ki emeklide düzgün yaşabilsin. Kırsal kente yaşayan emekliler ve şehirde yaşayan emekliler diye ayırma konusuna gelirsek kırsaldaki da çiftçilik yapacak ama ekemiyor, biçemiyor. Kırsaldaki de sıkıntıda her şey pahalandı. Çiftçinin asıl kaynağı olan mazot almış başını gidiyor. Çiftçi nasıl ekip, biçsin. Yani bütün emekliler zorluk çekiyor” ifadelerini kullandı.
|