Eylül ayı enflasyon verilerini değerlendiren Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Mersin İl Başkanı Yakup Tekin, TÜİK’in açıkladığı yüzde 3,23’lük aylık enflasyonun, 94 ülkenin yıllık enflasyonunu geride bıraktığını belirten Tekin, iktidarın yılsonu hedeflerinin şimdiden boşa çıktığını söyledi.
Necdet TAŞ
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Mersin İl Başkanı Yakup Tekin, Eylül ayı enflasyon rakamlarını değerlendirerek hükümetin ekonomi politikalarını sert bir dille eleştirdi. Tekin, açıklanan verilerin emekçiler, emekliler ve dar gelirliler üzerindeki ağır yükü gözler önüne serdiğini belirtti. Enflasyonun eylülde; Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre yüzde 3,23, İTO’ya göre yüzde 3,19 ve ENAG’a göre yüzde 3,79 olarak gerçekleştiğini hatırlatan Tekin, “TÜİK’in eylül enflasyonu, bu yılın aylık bazda ikinci en yüksek enflasyonu oldu. Aylık yüzde 3,23’lük artış, dünyadaki 94 ülkenin son bir yıllık enflasyonunun toplamından daha yüksek. Eylül ayıyla birlikte yıllık enflasyon yeniden yükselmeye başladı. Ağustos sonunda yüzde 32,95 olan yıllık enflasyon, eylülde yüzde 33,29’a çıktı. Merkez Bankası bu yıl sonu için yüzde 24, iktidar ise (Mehmet Şimşek) yüzde 28,5 enflasyon hedefliyordu. Yılın ilk dokuz ayındaki toplam enflasyon 25,43 oldu. Merkez Bankası’nın hedefi şimdiden boşa çıktı. İktidarın tahmininin tutması için kalan üç ayda toplam enflasyonun yüzde 2,45’te kalması gerekiyor. Ancak bu gidişle iktidarın yüzde 28,5 yıl sonu enflasyon beklentisi de ekim ayında boşa çıkacak. İşçi ve Bağ-Kur emeklileri şimdiden yüzde 7,5 oranında alacaklı hale geldi. Temmuzda verilen yüzde 16,7’lik zammın yarısı üç ayda eridi, önümüzdeki aylarda daha da eriyecek” ifadelerini kullandı.
“GERÇEK ENFLASYON DAHA AĞIR”
Kamu çalışanlarına ve emeklilere enflasyon farkından ayrı olarak yapılan yüzde 5 zamın ise iki ayda tamamen eridiğini ve şimdiden yüzde 2,4 enflasyon farkı alacaklısı haline geldiğini iddia eden Tekin, “Emekliler ve çalışanlar, enflasyonun yol açtığı bu kaybın telafisi için 2026 Ocak ayını beklemek zorunda kalacak. Temmuzda artırılmayan asgari ücretin alım gücü yaklaşık 6 bin lira azaldı ve geçen yıl aralık ayındaki seviyenin altına düştü. Geçen yıl aralıkta asgari ücret 17.002 lira idi. Şu anda asgari ücretin alım gücü, 2024 yılı aralığına göre 16 bin 480 liraya denk geliyor. Bu hesaplamalar TÜİK’in çarşı ve pazara uymayan, güvenilirliği tartışmalı enflasyon oranlarıyla yapıldı. Temmuzda 16.881 liraya çıkarılan en düşük emekli aylığının 1.267 lirası, sadece temmuz, ağustos ve eylül aylarındaki enflasyonla eridi. Gerçek enflasyon ise çok daha ağır bir tabloya işaret ediyor. Dünyada Türkiye’den daha yüksek enflasyona sahip sadece 7 ülke kaldı: Venezuela, Güney Sudan, Zimbabve, İran, Burundi, Filistin ve Arjantin. Türkiye artık bu ülkelerle aynı ligde. Haritadaki çoğu ülkede —Haiti, Malavi, Bolivya, Angola, Nijerya gibi— enflasyon Türkiye’den düşük. Suriye bile enflasyonunu yüzde 15,9’a düşürdü. Savaş halindeki Ukrayna’da yıllık enflasyon yüzde 13,2, Rusya’da yüzde 8,1. Türkiye, Avrupa’nın açık ara en yüksek enflasyon oranına sahip ülkesi. İkinci sıradaki Ukrayna ile aramızda 20 puandan fazla fark bulunuyor” şeklinde konuştu.
“DAR GELİRLİLERİN SORUNLARINA ÇÖZÜM ÜRETİN”
Gıda enflasyonuyla ilgili de konuşan Tekin, “Türkiye’deki enflasyonun en önemli nedeni gıda. Gıda fiyatları eylülde yüzde 4,62 arttı. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonumuzun AR-GE birimi KAMU-AR’ın verilerine göre Eylül Ayı Gıda Enflasyonu 5,7 olarak gerçekleşti. Eylüldeki yüzde 3,23’lük aylık enflasyonun 1,11 puanını yani üçte birini yalnızca gıda fiyatlarındaki artış oluşturdu. Aynı tablo Ağustos ayında da yaşanmıştı. FAO’nun (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) ölçümlerine göre dünyada gıda fiyatları ağustosta hiç artmazken, Türkiye’de gıda fiyatları yüzde 3’ün üzerinde yükselmişti. Eğitim harcamalarına yapılan zamlar da enflasyonu yukarı çekti. Kira ve ulaştırma harcamalarındaki artış ise hız kesmiyor. Türkiye artık yalnızca yüksek enflasyon rakamlarıyla değil, gıda, barınma ve eğitim alanlarında derinleşen bir krizle karşı karşıyadır. İktidarın tutmayan hedefleri, vatandaşın hayatına hiçbir katkı sunmamakta; aksine, her geçen gün yoksulluğu, gelir kaybını ve çaresizliği artırmaktadır. Vatandaşın mutfağı yangın yeriyken, milyonlarca emekçi, emekli ve dar gelirli, iktidarın masa başında çizdiği pembe tabloların değil, çarşı pazardaki gerçek enflasyonun altında ezilmektedir. Türkiye’nin ihtiyacı, hayali hedefler değil; halkın yaşamını doğrudan iyileştirecek adil, gerçekçi ve sosyal politikalardır. Öngörüsüz ve hiçbir zaman gerçekleşmeyen hedeflerle yoksul vatandaşları kandırmaya çalışan ve antidemokratik uygulamalar ile iktidarda kalmayı hedefleyen siyasi iktidarın halkın gerçek sorunu olan ekonomiye çözüm üretmesini beklemiyorduk. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, siyasi iktidarı halkın gerçek gündemi olan ekonomiyle ilgilenmeye, yoksulun, emekçinin, emeklinin ve dar gelirlinin sorunlarına çözüm üretmeye çağırıyoruz!” dedi.
|