Pandeminin derin izleri ’Nefes’te!




Tarih: 9 Ekim 2025 Perşembe 11:30

RÖPORTAJ: ABDULLAH ÖZTÜRKMEN

Eğitimci-Yazar Ali Yedigöz, yeni romanı Nefes ile pandemi döneminin insan ruhunda bıraktığı görünmez izleri anlatıyor. “Yazmak benim nefes alma biçimim” diyen Yedigöz, hem öğretmenlik yıllarını hem de edebiyatla kurduğu derin bağı samimi bir dille aktarıyor.

Daha önce yayımlanan ‘Kaybedilmiş Aşklar Sokağı’, ‘Gül ve Begonviller ve Babalar Gece Ağlar’ kitaplarıyla dikkat çeken Yedigöz, bu kez pandemi günlerini ve insanın varoluş mücadelesini derinlikli bir dille ele alıyor. Biz de Yedigöz ile hem öğretmenlik yıllarını, hem sendikal yaşamını, hem de yazıya ve insana dair düşüncelerini konuştuk.

Üç kitabınız yayımlandı ve edebiyat çevrelerinde tanınan bir isim oldunuz. Şimdi emekli bir öğretmensiniz. Emeklilik hayatınız nasıl geçiyor?

Hareketli, tempolu ve insan dolu bir öğretmenlik hayatından sonra daha sakin, dingin bir yaşam sürüyorum. Ancak bu sessizlik zaman zaman içimi burkuyor. Yıllarca her sabah beşte kalkar, kahvaltımı yapar, karanlıkta otobüs durağına yürürdüm. Sokak köpeklerinin havlama sesleri arasında okula giderdim. Okul bahçesinde cıvıl cıvıl seslerle güne başlamak, öğrencilerimin gözlerindeki umut ışığını görmek bana her zaman yaşam enerjisi verirdi. Şimdi o seslerin yerini sessizlik aldı. Emekli olduğum ilk aylarda kendimi büyük bir boşluğun içinde buldum. Her sabah “Günaydın öğretmenim!” diyen sevgili öğrencilerim yoktu artık etrafımda. O an fark ettim ki, öğretmenlik yalnızca bir meslek değil, insanın kalbine dokunma biçimiydi.

Artık aynanın karşısında saçları kırlaşmış, top sakalıyla olgunlaşmış, yalnız bir adam vardı. Ama o adamın içindeki öğretmen hiç ölmemişti. O yüzden kalemi elime aldım. Yazmak, o çocuk seslerini, o umut dolu gözleri yeniden duyabilmemin tek yoluydu. Yazı, yeniden nefes almak gibiydi benim için.

“YAZI, BENİM İÇİN GEÇMİŞLE BUGÜNÜ BULUŞTURAN BİR KÖPRÜ”

Yazmak sizin için nasıl bir ihtiyaç haline geldi?

Yazı, benim için bir terapi, bir içsel yüzleşme biçimi. Öğretmenlikten gelen alışkanlıkla hep insan hikâyelerine kulak verdim. Her öğrencim, her veli, her meslektaş birer hikâyeydi. Şimdi o hikâyeleri edebiyatın diliyle yeniden kuruyorum. Yazarken bazen eski bir öğrencimin sesini duyarım, bazen bir nöbet gününde yağmurlu bahçede dolaşan öğretmen halimi hatırlarım. Bu yüzden yazı benim için bir anı değil, yaşayan bir duygudur. Kalem, geçmişle bugün arasında bir köprü kuruyor.

Emekli olduktan sonra da sendikal mücadeleye devam ettiğinizi biliyoruz. Bu süreç nasıl ilerliyor?

Ben hayatım boyunca toplumsal sorumluluk duygusuyla hareket ettim. Yıllarca Eğitim-Sen çatısı altında görev yaptım, öğretmen hakları, laik ve bilimsel eğitim için mücadele ettim. Emekli olduktan sonra da bu mücadeleden kopmadım. Şu anda Tüm Emeklilerin Sendikası Mezitli Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışıyorum. Çünkü emekliler bugün ülkemizin en dezavantajlı kesimlerinden biri haline geldi. Emekli maaşlarıyla geçinmek neredeyse imkânsız. Biz, “İnsanca yaşamak istiyoruz” diyoruz. Bu, bir lütuf değil, temel bir haktır. Sendikal mücadeleyi yalnızca bir hak arayışı olarak değil, insan onurunu koruma mücadelesi olarak görüyorum. Alman şair Bertolt Brecht’in dediği gibi: “Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz.” Bu söz, benim hayatımın pusulası oldu.

“NEFES, PANDEMİNİN İNSANDA BIRAKTIĞI GÖRÜNMEZ YARALARI ANLATIYOR”

Romanınız NEFES’ten bahseder misiniz?

Nefes’i pandemi döneminde yazdım. Hepimiz o dönemde görünmez bir düşmanla savaştık. Sokaklar sessizleşti, sevdiklerimize dokunamaz hale geldik. Ölüm korkusu, yalnızlık ve umutsuzluk herkesin hayatına sızdı. Ben de o süreçte nefes almanın ne kadar büyük bir nimet olduğunu fark ettim. Romanımda bir öğretmenin gözünden pandemiyi, hastalıkla ve ölümle yüzleşmesini, yaşamla kurduğu bağın giderek incelmesini anlattım. Ama Nefes sadece bir pandemi romanı değil. Aynı zamanda insanın yaşama tutunma, umut etme ve dayanışma çabası üzerine bir roman. Okur, satırlar arasında hem kendi korkularını hem de yeniden doğma isteğini bulacak. Çünkü hepimiz o dönemde “nefes almanın” kıymetini yeniden öğrendik. Kasım ayında Klaros Yayınları etiketiyle çıkacak. Umarım okurlar, bu romanı yalnızca bir dönemin tanıklığı olarak değil, aynı zamanda bir insanlık hikâyesi olarak da okuyacaklar.

YENİ ROMAN NEFES’TEN KISA BİR BÖLÜM

“Ansızın veda mı edecekti hayata? Öğrencileri onu okulda bekliyordu oysa. Karne dağıtacaktı bugün. Fotoğraflar çekilecekti çocuklarıyla birlikte. Okul bahçesinde, boy boy... Objektiflere gülümseyeceklerdi. Takdirler, teşekkürler havada uçuşacaktı... Hüzünlü bir şekilde okul bahçesinden en son o ayrılacak, Hastane Caddesi'nde aylak aylak yürüyecekti. Oysa şimdi özel bir hastanenin yoğun bakım servisinde, burnunda oksijen cihazına bağlı ince bir hortumla sırt üstü yatıyor, nefes almaya çalışıyordu. Nefes almak ne kadar önemliydi. Lanet olası virüs akciğerlerine kadar nasıl da inmişti öyle…”

“EDEBİYAT, İNSANIN KENDİNİ İYİLEŞTİRME YOLCULUĞUDUR”

Yazarlığınızın merkezinde hep insan var. Edebiyat sizin için ne ifade ediyor?

Edebiyat benim için bir sığınak, bir aynadır. İnsanı anlamaya, yaşamı sorgulamaya çalışıyorum. Öğretmenlik yıllarımda çocukların gözlerinden insan ruhunun derinliğini öğrendim. Şimdi yazarken o bakışları yeniden hatırlıyorum. Yazmak bir tür iyileşme biçimi. Çünkü insan, kalemiyle kendini onarıyor. Nefes de bu onarımın bir parçası. İnsan her düştüğünde yeniden kalkabilmeli, nefes alabilmeli. Benim yazı serüvenim tam da bu fikirle başladı. Ali Yedigöz, hem bir eğitim emekçisi hem de bir edebiyat işçisi. Öğretmenliğin getirdiği insan sevgisini, duyarlılığı ve mücadele ruhunu satırlarına taşıyor.


Etiket: Eğitimci, Yazar Ali Yedigöz, Pandemi, Nefes


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA