Mersin’de olta ve tekne balıkçılığı denilince akla gelen isimlerden biri olan olta ve tekne balıkçısı Kemal Kaçan, balık tutmanın yalnızca bir hobi değil, yaşamın kendisi için bir okul olduğunun altını çizerek, “Deniz sabrı, huzuru ve dostluğu öğretir” dedi.
ABDULLAH ÖZTÜRKMEN
Sabahın ilk ışıklarıyla deniz kenarında buluştuğumuz Kaçan, yıllardır denizle iç içe sürdürdüğü yaşamını ve balıkçılığın insana kattığı değerleri anlattı. Kaçan, balık tutma tutkusunun çocukluk yıllarına dayandığını belirterek, “Babamla gün doğmadan denize çıkardık. O sessizlikte dalgaların sesini dinlemek ve oltayı atmak bana sabrı ve doğayla uyum içinde olmayı öğretti” dedi. Balıkçılığın sadece balık yakalamak olmadığını vurgulayan Kaçan, “Asıl mesele denizle konuşabilmek. Dalganın yönü, rüzgarın sesi, suyun kokusu… Her biri insana bir şeyler öğretir. Oltayı attığınızda, beklerken aslında kendinizle baş başa kalırsınız. Balık tutmak benim için bir terapi” ifadelerini kullandı.
TEKNE BALIKÇILIĞI İLE DENEYİM FARKLILAŞIYOR
Kaçan, son yıllarda tekneyle de denize açıldığını ve bunun bambaşka bir deneyim sunduğunu ifade ederken sözlerine şöyle devam etti, “Tekne balıkçılığında açık denizde oltayı atarken rüzgarı ve akıntıyı okumak gerekiyor. Teknede dostlarla geçirilen zaman hem keyifli hem öğretici. Denizin ortasında bir balık yakaladığınızda insan çocuklar gibi seviniyor.” Balıkçılığın insana kattığı en önemli değerin sabır olduğunu vurgulayan Kaçan, “Gerçek balıkçı beklemeyi bilir. Bazen saatlerce hiçbir şey yakalayamazsınız ama yılmazsınız. Bu sabır hayatın her alanına yansır. Ayrıca balıkçılık insanı doğaya saygılı yapar” diye konuştu. Kaçan, denizin korunmasının da balıkçılığın ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, “Plastik atıklar, bilinçsiz avlanma ve küçük balıkları tutmak ciddi sorunlar. Oltasını denize atan her balıkçının doğayı koruma bilincine sahip olması gerekir. Deniz bizim mirasımız, ona sahip çıkmazsak geleceğimiz kalmaz” şeklinde konuştu.
GENÇLERE BALIK TUTMAYI ÖNERİYOR
Teknoloji çağında gençlerin doğayla bağ kurmasının önemine değinen Kaçan, “Gençler balıkçılığı öğrenirse sabrı, emeğin değerini ve huzuru öğrenirler. Sabah erkenden kalkıp deniz kenarına gitmek, doğayı dinlemek bambaşka bir deneyimdir” dedi. Kaçan, balık tutmayı özetlerken şunları söyledi, “Balık tutmak bir spor değil, bir yaşam tarzıdır. Bazen balık tutamazsınız ama o gün deniz size başka bir ders verir. Deniz, sabrı ve tevazuyu öğretir. Her balığın bir hikayesi, her oltanın bir umudu vardır. Ben o umudu seviyorum.” Mersin’in deniz ve balıkçılık kültürünü genç nesillere aktarmaya çalışan Kaçan, balıkçılığın sadece hobi değil, insan ile doğa arasında kurulmuş bir bağ olduğunu bir kez daha vurguladı. Sabahın ilk ışıklarında atılan her olta, sadece balık değil; umut, sabır ve huzurun da simgesi oluyor.
|