“Sanat, sessizliğin içinde çığlıktır”




Tarih: 28 Ekim 2025 Salı 09:57

RÖPORTAJ: RAZİYE ERDEN YILDIRIM

Ressam Nur… Küçük yaşlardan beri resme âşık. Üniversite tercih döneminde ailesi ekonomik kaygılar sebebiyle daha garanti bir alana yönlendirmiş. O da ilgisini çeken sosyolojiyi seçmiş ancak resmin peşini hiç bırakmamış.

Üniversite öğrencilik hayatında ve Mersin'e geldiğinden bu yana durmadan çalışıyor, kurslarla kendini geliştiriyor. Duvarlar artık onun tuvali. Talep geldikçe iş yerlerine gidiyor, mekânın ruhunu okuyup ona göre tasarım yapıyor. Kolay değil. Bazen günlerce sürüyor. Ama sonuç hep yüz güldürüyor.

Mesela bir turşucu dükkânı… “Neşeli Günler” filmindeki o unutulmaz sahneyi çizmiş duvara, Münir Özkul ile Adile Naşit’in “Turşu sirkeyle mi olur yoksa limonla mı?” atışmasını... İnsanlar fotoğraf çekmeden, çektirmeden edemiyor. Gelen müşteriler fotoğraf çekiyor, soruyor “Kim yaptı?” Böyle böyle adını da duymaya başlamış insanlar.

Sadece iş yerlerine değil, hayatın en kırılgan köşelerine de dokunuyor. Bir ev düşünün. İçinde iki küçük kız. Tek kelime ama anlamı ağır, yetim. Hayat, onlara biraz acımasız davranmış… Dernek gönüllüleri evi yeniliyor, Nur ise odalarını… Ressam Nur, kendi gönlünden geçeni dile getiriyor, “Bu duvarlar onlara arkadaşlık etsin.” Yapraklara donatılmış salıncaklar. Salıncaklarda gülen pandalar. Sanki pandalar çocuklara “Korkmayın, buradayız” diye fısıldasın diyor. Ve başlıyor resme… Aslında Nur Ülkü sanat yapmıyor sadece. Kalplere de dokunuyor.

Duvar Ressamı Nur Ülkü ile sanatı ve yetim kızların evine yaptığı duvar resmini konuştuk.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Nur Ülkü. 1998 Mersin doğumluyum. Kendimi bildim bileli resimle uğraşıyorum. Çocukluk yıllarında ilkokulda öğretmenlerimin resim yeteneğimi keşfetmesiyle ailem beni sürekli resim kurslarına gönderdi. Bu alanda farklı konularda sertifikalarım var. 2020 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldum. Üniversite zamanlarında da duvar resmiyle ilgileniyordum. Mezun olup memleketime gelince de bu işi bir meslek olarak yapmaya başladım. Şimdilerde ise resmi akademi ortamında daha iyi öğrenebilmek için yetenek sınavına hazırlanıyorum. İleride resim ve sosyolojiyi birleştirip sanat sosyolojisi alanında çalışmalar yapma hedefim var.

“ÇALIŞTIĞIM KONU NE OLURSA OLSUN HER ZAMAN RESİMLE BİRLEŞTİRMEYİ BAŞARDIM”

Neden resimle devam etmedin de sosyoloji seçtin?

Ülkemizde maalesef sanat bölümlerini akademik ortamda öğrenmeye karşı bir önyargı var. Yani güzel sanatlar fakültesi ya da konservatuar okumak isteyen bir genç ilk önce ailesiyle karşı karşıya geliyor. Aileler çocukları için genelde ekonomik garantisi olan meslekleri tercih ediyor ama bilmeleri gereken bir şey var ki bu tercih ilk önce çocuklara ait olmalı. Öğrencinin sanata karşı bir yatkınlığı varsa ekonomik çıkar gözetmeksizin yönlendirilmesi lazım. Benim ailem de böyle bir durumun içindeydiler. O yüzden o yıl olmadı ama sosyoloji de benim ilgimi çeken bir alandı, sanat sosyolojisi çalışma düşüncesiyle sosyolojiyi seçtim ben de. Çalıştım da. Okuduğum o bölümün resim alanında da bana çok katkısı oldu. Çalıştığım konu ne olursa olsun her zaman resimle birleştirmeyi başardım o zamanlar sürekli Güzel Sanatlar Fakültesi’nde saha araştırması yapıyordum. Anketler, görüşmeler, gözlemler hep güzel sanatlar fakültelerinden aldığım örneklemlerden oluşuyordu. Yani ben ne olursa olsun resmi bırakmadım, o da beni bırakmadı.

Neden ara verdin?

Epilepsi hastalığımın başlarında resme ara vermek zorunda kaldım. Birkaç yıl elime hiç fırça alamadım. Bu yüzden elim köreldi ve resim yapamamaya başladım. Özgüvenimi kaybettiğim anlar, bu işi tamamen bırakmak istediğim zamanlar oldu. Ama her seferinde o ya da bu sebepten resme geri döndüm. Bu konuda hep şunu derim: Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıymış. Benim kürkçü dükkanım da resim atölyesiydi.

Çok üzüldüm. Ama yeniden resim yapmaya dönmeniz yıllara rağmen pes etmemeniz ilham verici. Ve şimdilerde harika işlere imza atıyorsunuz. İki yetim çocuğun odasının duvarına resim yaptınız. Bu güzel çalışmanız nasıl başladı? Yetim aileyle nasıl tanıştınız?

Mersin İnsani Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin gönüllüsüyüm. Yetim çocuklarımızın bilgisi bize geldikten sonra evlerini sil baştan yenileme kararı almıştık. Ben de bir duvar ressamı olarak odalarını renklendirmek ve bu sayede onları mutlu etmek istedim.

Çocuk odasına panda figürleri çizme fikri nasıl ortaya çıktı?

Panda figürlerini çocuklarla beraber seçtik. Daha öncesinde benim aklımda vardı ama onların fikirlerini etkilememek için söylememiştim. Onlara birkaç seçenek sunduktan sonra onlar da bunu beğendiler. Ortak seçimimiz oldu yani.

Çocukların duvarlara yapılan çizimleri ilk gördüğünde ne tepki verdi?

Daha çizim aşamasındayken bile çok heyecanlanmışlardı. Tabii ben onlardan daha heyecanlıydım çünkü işin sonunda iki miniği mutlu etmek vardı.

Renkleri ve desenleri seçerken nelere dikkat ettiniz?

Yaptığım resim doğadan bir parçayı temsil ediyor aslında. Pandalar sevimli hayvanlar ve oyun oynamayı çok seviyor. Biraz da afacanlar sanki.  Çocuklarımız da sürekli tatlı haylazlıklar yapan pandalar gibi. Odalarında minik yaramazlıklarla doyasıya eğlendiklerini hayal ederek bunu seçmiştim. Hem de resmin sahip olduğu renkler insanın içini açıyor bence. Yeşiller ve morlar hayattaki umudu simgeliyor.

Sadece çocukların odasını değil, mutfağı da renklendirmişsiniz. Anneye yaptığınız kahve fincanı ve isim jestinin hikâyesi nedir?

Mutfak için de anneye bir jest yapmak istedim. Çocuklar kadar onun mutluluğu da önemliydi benim için. Zor bir hayatın içinde iki küçük kızıyla baş başa kalmış bir annenin bir nebze de olsun yüzünü güldürmek istedim. Anne zaten o mutfakta bir kahve köşesi hayal etmişti. Ben de onun hayalini gerçekleştirmek için küçük bir dokunuş yaptım sadece.

Sanatın insanların hayatına dokunabileceğine inanıyor musunuz?

Sanat zaten hayatın içinde olan bir şey. Hem hayatın kendisinden beslenir hem de şekillendirir. Sanatı, gördüğümüz nesneleri hissettiğimiz duygularla harmanlayarak biçimsel hale getirip dışa vurarak gerçekleştiririz. Seyircisi olduğunuz bir tablo, elinize alıp okurken hayallere daldığınız bir roman ya da bir şiir veya kulağınıza takılan bir melodi... Bunlar zaten muhtemelen sizin hayatınızdan etkiler taşıyordur ve bunlar illa ki sizin düşüncelerinizi etkileyecektir. Belki hayatınıza yön veren, bir davranışınızı şekillendiren zamanınızı geçirmek için rastgele girdiğiniz bir müzedeki bir heykeldir. Bu durum bence ilham denilen şeyin etkileşimle var olduğunun da göstergesi.

Bu tür gönüllü çalışmalar size neler hissettiriyor?

Resmi gönüllülük çerçevesinde icra etmek bana çok daha mutluluk veriyor. Aynı zamanda sanatın toplumsal işlevini de bu sayede gerçekleştirmiş oluyorum. Buna katkı sağlayan bir parça olmak benim için paha biçilemez bir duygu. Bunu sadece yaşayan bilir. Düşünün, resim sever biri olarak hem sanatın içindesiniz hem bunun bir parçasısınız hem de sizin vesilenizle zaten sor bir hayat yaşayan çocukların yüzünde tebessüm oluşuyor. Bana bunu görmek yeter de artar zaten.

“SANAT DA İŞTE BURADA DOĞRU BİR DEĞİŞİM YÖNÜNE IŞIK TUTAR”

Sanatın toplumsal fayda için kullanılmasının önemine dair neler söylersiniz?

Bu soru sanat sosyolojisi alanı için çok önemli bir mesele. Ve sürekli üzerinde düşünmemiz ve hareket halinde bulunmamız gereken bir konu. Sanatın toplumsal işlevleri üzerinde kafa yormak lazım çünkü bir millet sanatla gelişir. Sanat bir milletin kültürel parçası değil, bizatihi kendisidir. Hem yaratır hem şekillendirir hem de bizzat hücrelerine nüfuz eder. Her şeyden önce sanat, toplumu inşa eden bireyler arasındaki empatiyi güçlendirir. Birbirimizin acılarını, sevinçlerini anlamamızı sağlar. Bu şekilde birlik ve beraberlik duygusunu tetikler. Bu yöndeyse sanatın toplumsal açıdan birleştirici gücü vardır. Öte yandan sanat, toplumsal sorunlar ve olaylarda farkındalık yaratmak için de vardır. Sanat, sessizliğin içinde bir çığlıktır. Sosyal sorunları, olayları gün yüzüne çıkarır. Başka bir açıdan da bakacak olursak sanat her daim toplumsal değişimin öncüsü olur. Toplum dediğimiz yapı, doğası gereği değişime açıktır ve bu zaten olmak zorundadır. Sanat da işte burada doğru bir değişim yönüne ışık tutar. Bir dönem kısa bir ara vermek zorunda kaldım o kadar, onun dışında hep resimleydim.

Benzer sosyal projelere devam etmeyi düşünüyor musunuz?

Benzer projeler içinde olmayı düşünüyorum. Derneğimiz aracılığıyla daha fazla çocuğu resimle mutlu etmek ve onlara resmi sevdirmek için elimden geleni yapmaya hazırım.


Etiket: Ressam


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA