“Taziye Evi istiyoruz”

Tarih: 29 Ekim 2025 Çarşamba 10:31

Mersin’in Toroslar ilçesine bağlı Osmaniye Mahallesi’nin 17 yıldır muhtarlığını yapan Cengiz Şahbaz (59), uzun yıllara dayanan görev süresinde mahallenin gelişimine, dayanışma kültürüne ve muhtarlığın önemine dikkat çekti. Şahbaz, Osmaniye Mahallesi’nin büyük bir kentin içinde küçük bir kasaba havasını koruduğunu; komşuluk ilişkilerinin, yardımlaşmanın ve samimiyetin hâlâ güçlü bir şekilde yaşatıldığını ifade etti.

“KOMŞULUKLAR HÂLÂ ÇOK SAMİMİ”

13 bin nüfusu olan ve 10 bine yakın seçmeni bulunan Osmaniye Mahallesi hakkında bilgi veren Şahbaz şöyle devam etti: “Osmaniye Mahallesi kalabalık. Binalar genel olarak eski. Genelde mülk sahibi, uzun yıllar burada yaşayan insanların yerleştiği bir mahalle. Burada karışık bir şey yok. Mahallemiz sakin ve güvenli. Osmaniye Mahallesi’ni ilçede ufak bir kasaba olarak düşünün. Burada vatandaşlarımızın çoğu birbirini tanır. Tanımayanlar varsa da yeni göç etmiştir, zamanla uyum sağlar. Başka ilçelerde sitelerin yoğun olduğu yerlerde mesela bir cenaze oluyor, adam cenaze yerinden geçiyor; ‘başın sağ olsun’ demiyor, selam dahi vermiyor. Toroslar ilçesindeki birçok mahallede komşuluk ilişkileri eskisi gibi devam ediyor. Burada birisi vefat ettiğinde eline çay, şeker, bir tencere yemek alıp cenaze evine gidilir. Cenaze sahibine ‘yanındayım’ hissi verilir. Komşuluklar hâlâ çok samimi. Yıllardır burada oturuyorum. Bu düzeni koruduk, koruyacağız… Osmaniye Mahallesi’nde yenilikler oldu, olmaya da devam ediyor. Belediyenin bütçesi oldukça yatırımlar da yapılıyor. Geçtiğimiz dönemlerdeki belediye başkanlarıyla güzel çalışmalar yaptık. Şimdiki belediye başkanımızla da yavaş yavaş başlıyoruz.”

“GELENE GİDENE ÇATAN BİRİYMİŞ”

Kuvayi Milliye Caddesi üzerinde bulunan ‘Deli Mahmut’ durağı adının neden konulduğunu anlatan Şahbaz, “Deli Mahmut Durağı adı, çocukluğumdan buyana duyduğum bir durak ismi. Rahmetli Mahmut amca durağın orada taksicilik yaparmış. Biraz deli doluymuş, yani sinirli, ters, gelene gidene çatan biriymiş. Ama çok da sevilirmiş, bundan dolayı durağa ‘Deli Mahmut’ adını vermişler. Kimse de değiştirmemiş. Dışarıdan biri duyunca gülüyor, garip geliyor ve soruyorlar; ben de bu şekilde açıklama yapıyorum. Hatta Bakkal Nuri amca, Bakkal Doğan vardı, onların adını da durağa vermişler. Eskiden bu şekildeymiş” diye konuştu.

Mahallelinin bekçilerin eskisi gibi dolanmamasından şikâyet ettiklerini ilettiğimiz Muhtar Cengiz, konuya şöyle açıklama getirdi:

“Zaman zaman uyarılarda bulunuyoruz, amirlerine bildiriyoruz. Mahallenin iki tane bekçisi var. Belli saatleri var onların. O saatlerde geliyorlar, görüyorum. Gezerken anons gelirse mecburen oraya gitmek zorunda kalıyorlar. Bizzat gördüm ve yaşadım.”

“MAHALLEDEKİ HASTAYI, İHTİYAÇ SAHİBİNİ MUHTAR BİLİR”

Muhtarlıkların mahalleler için önemine de değinen Şahbaz, “Vatandaşın gece gündüz çalacakları ilk kapı muhtarlıktır. Mahalledeki hastayı, ihtiyaç sahibini, istek ve talepleri muhtar bilir. Belediye başkanı, milletvekili bilmez… Ayrıca ramazan ayında ihtiyaç sahibi ailelerin listelerini yaparım, sonrasında belediyeye teslim ederim. Belediye de yardım kolilerini ev ev kendisi dağıtır. Vatandaşın sokağında arıza oluşur, bize söyler. Gerekli birimlere söyleyip, sorunu ivedilikle çözmeye çalışırız. Mahallede muhtar olmazsa vatandaş çok mağdur olur. Örneğin muhtarlık kalktı, ‘sorunlar için belediyelere bildirilecek’ denildi. Yoğunluk oluşacağı için sorunlar nasıl çözülür, düşünmek lazım. Ama muhtar ‘yapamıyorum’ demiyor, elinden geleni yapıyor. Ben öyleyim. Eğer vatandaş muhtar olarak seçtiyse onları üzmeye hakkım yok, hakkımız yok. En iyi şekilde hizmet etmek zorundayız. Muhtarlar aynı zamanda belediye ve vatandaş arasında bir köprüdür. Vatandaşın sorununu çözme noktasında herkesle görüşmek zorundadır.” diye konuştu.

“BİRLİKTE İFTAR YAPIYORUZ”

Görev süresinin ilk 11 yılında mahallelinin kaynaşması için konserler düzenlediğinin altını çizen Muhtar Cengiz sözlerini şöyle sürdürdü: “Vatandaşlardan, esnaflardan destek alarak halk konserleri düzenledim. Bir kaynaşmadır bu. Halaylar çekildi, türküler söylendi, yemekler yenildi, mahalleli birbiriyle kaynaştı, güzel vakit geçirdi. Ramazan ayında belediye başkanına rica ediyoruz. Halı sahamız var, epeyce büyük. Orada vatandaşlarımızla bir gün olmak üzere hep birlikte iftar yapıyoruz. Maddi destek olursa etkinliklerimize devam etmek istiyoruz.”

Mahalle aralarında sıklıkla bulunan bakkalların artık kapanarak yok olmaya gitmesinden yakınan Cengiz, “Çocuklar bakkal kültürünü mutlaka görmeli. Çocukluğumuzda bakkal vardı, marketler yoktu. Bakkalda çocuk tek başına gelip bir gofret alabiliyordu. Ama AVM’den alamıyor. Çünkü trafik güvensiz, yollar tehlikeli. Ama bakkallar hemen yanı başındaydı, çocukları tanıyordu. Kim kimin çocuğu bilirdi. Bakkal esnafı bizden destek isterse birlikte dolaşırız, vatandaşın alışveriş için öncelikle bakkaldan yapmasını isteriz. Kapanan bakkal acaba maddi imkânsızlık mı, yoksa yorgunluk mu, ona da bakmak gerekir.” dedi.

“GÜNLÜK SOKAKLARI GEZİYORUM”

17 yıldır muhtar seçilen ve koltuğu kimseye bırakmayan Muhtar Cengiz, uzun yıllar muhtar seçilmenin gururunu şu sözlerle ifade etti:

“Samimiyeti seviyorum, sıcakkanlıyım. Karşı tarafı da kendim gibi görüyorum. Samimi bir ortam var Osmaniye Mahallesi’nde, bunu da korumaya çalışıyorum. Vatandaşla 17 yıldır kol kola, sırt sırta bugünlere geldik. Seçimden seçime vatandaşın yanına gitmiyorum. Her gün altı sokak geziyorum. Sokakların ihtiyaçlarına bakıyorum; asfaltına, kaldırımına yapılacak bir şey var mı, ona bakıyorum. Gezdiğim sokaklarda vatandaşlarımızla selamlaşıyorum, esnafın çayını içiyorum, derdini, mutluluğunu dinliyorum. ‘İstekleri var mı?’ diye soruyorum.”

“TAZİYE EVİMİZ YOK”

Osmaniye Mahallesi’nde taziye evi bulunmadığını belirten Şahbaz, “Tabii bunun için yer lazım. Belediyenin yeri varsa yapar, yoksa zaten yapamaz. Mesela Avukat Ahmet Boz Caddesi’nde üç tane, elli metre arayla çocuk parkımız var. Develi Park’ın kaldırılıp oraya taziye evi yapılabilir mi diye önceki dönem ve şimdiki dönem belediye başkanlarımıza önerdim. Henüz bir dönüş alamadık. Parkların temiz, güvenli ve oyuncakların daha iyi olmasını istiyoruz. Hatta mümkünse parklarda bir görevli olmasını istiyoruz. Karacaoğlan Parkımız var mesela bizim. Oraya kafe ve park tarzında bir düzenleme yapılabilir. Kafede uygun fiyattan çay, kahve satışı yapılabilir. En azından emekli de kendine gidecek yer aramaz, orada istirahat edebilir.” diyerek taleplerini dile getirdi.