“KÖY TARIMI KALKINMAZSA HERKES FAKİR KALIR”




Tarih: 18 Kasım 2025 Salı 13:22

RÖPORTAJ: RAZİYE ERDEN YILDIRIM

S.S. Toroslar Çağlarca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Nermin Korkmaz “Allah’tan gelene razı olduk, ürettik. Kul’dan çekiyoruz” diyor

Mersin’in geçim kaynağı, ekonomisi denilince akla ilk gelen dört sektörden biri: Tarım.

Bu yıl mevsimin kurak geçmesi ve yağışların az olması nedeniyle çiftçi istediği rekolteyi alamadı. Şubat ayında uzun süren zirai don ise çiftçiyi perişan etti. Birçok üretici verim alamadığı için ağaçlarını kesti, bazı çiftçiler de arazilerini müteahhitlere verip kira geliriyle geçiniyor. Çiftçiye nefes aldırmak adına yapılan destek ödemelerinden faydalanamayan üreticiler olduğu kadar pek çok çiftçi de üretimi bırakma noktasına geldi.  Son günlerde gündemden düşmeyen tarımdaki olumsuz gelişmeler ve atılması gereken adımları S.S. Toroslar Çağlarca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Nermin Korkmaz ile konuştuk.

Tarım alanları azalmaya başladı, çiftçiler üretimden vazgeçiyor mu?

Çiftçilerin üretimi bırakma veya üretim alanlarını daraltma eğilimlerinin ardında yatan temel faktörler şunlardır:

​Yüksek girdi maliyetleri: Mazot, gübre, tohum ve ilaç gibi tarımsal girdilerin maliyetlerindeki sürekli ve yüksek artış, çiftçinin kâr marjını düşürüyor, hatta birçok üründe zarar etmesine neden oluyor.

​Düşük kazanç ve fiyat istikrarsızlığı: Üretilen ürünlerin hasat döneminde pazarda beklenen fiyatı bulamaması, aracıların yüksek kâr elde etmesi ve fiyatların istikrarsız olması, çiftçinin geçimini zorlaştırıyor.

​Destekleme sorunları: Tarımsal desteklemelerin yetersiz kalması veya emekli çiftçilere yönelik bazı ikramiye/desteklerden faydalanamama gibi durumlar da (kayıt sildirme isteği gibi) çiftçilerde moral bozukluğuna ve üretimden uzaklaşmaya neden olabiliyor.

Tarım arazilerinin ne kadarı ekilebilir durumda, ne kadarı ekiliyor?

Tarım arazilerinin kaybı: Özellikle turizm ve yapılaşma baskısı nedeniyle tarım arazilerinin azalması söz konusu. Bazı çiftçiler, arazilerini müteahhitlere satarak kira geliriyle geçinmeyi daha cazip bulabiliyor. Türkiye, son 30 yılda tarım alanlarının yaklaşık yüzde 13'ünü kaybetti.

​İklim değişikliği ve doğal afetler: Kuraklık, aşırı yağış, sel, don ve dolu gibi iklimsel olayların sıklığının artması, tarımsal üretimi riskli hale getiriyor ve ciddi ürün kayıplarına yol açabiliyor.

Şu an tarımda gözde ürün nedir?

En çok üretilen ürünler; hububat, baklagiller, yağlı tohumlar ve diğerleri (soğan, patates vb. gibi) Ayrıca destek verilerek üretilen ürünlerin de son dönemde artış gösterdiği gözlemlenmektedir. Örneğin; çilek, safran, sahlep, tıbbi ve aromatik ürünler (lavanta, aronya gibi)

Çiftçinin söktüğü, vazgeçtiği ürünler var mı?

Son dönemde kendi bölgemizde de gördüğümüz ve çok üzücü olan narenciyenin bahçe fiyatının maliyetini çok altında kalmasından ötürü narenciye ağaçları söküldü. Ayrıca genel olarak ihracatta afla toksin ve pestitit kalıntısından dolayı susam, antep fıstığı, yeşil biber, domates gibi ürünlerin de başka sebeplerden sökülmesi gerçeği ile karşı karşıyayız.

Çiftçilikle uğraşanların sayısında artış, azalış... Gençler ata toprağında üretime devam ediyor mu?

Çiftçilik yapma yaşı TÜİK verilerine göre 58 olarak belirlenmiş durumda. Gençler çiftçilikten kazanamayacağını düşünürken köylerdeki sosyal yaşamdaki kısıtlılık, gençleri şehir hayatına zorlamış durumda.

Destek ödemelerinden üreticilerin hepsi faydalandı mı?

Destek ödemelerinden bizim üretim bölgemiz olan Çağlarca (Sunturas) Köyü (mahallesi) faydalanamamıştır. Köyümüzde ağırlıklı olarak kivi, hurma, şeftali, nektarin üretimi yapılmaktadır. Ancak kivi ve hurma ağaçları don ve doludan yüzde 95’e varan hasar görmesine rağmen kivi ve hurma için hasar desteği yapılmayacağını öğrendik. Üzücü ve acı bir durum biz üreticilerin adına.

“ÇİFTÇİLERİN EMEĞİ ÇALINIYOR”

Tarladaki ve marketteki fiyat dengesizliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bahçedeki fiyatla marketteki fiyat farkı tüm çiftçilerimizin emeğinin çalınması anlamından öteye gitmemektedir. Sadece ‘üreten kazansın’ demiyoruz. Fakat bahçeden markete ulaşana kadar en az 2-3 katı fiyatların artması biz üreticileri üzerken tüketicimizi de zor durumda bırakmaktadır. Çözüm noktasında kanaatim kooperatiflerin aktif rol oynayarak alıcı ile satıcı arasındaki fiyat koordinasyonunu sağlamak, gerekirse üretici ile tüketici arasındaki aracılar minimuma indirip tüketicinin uygun ve sağlıklı gıdaya ulaşımını sağlamaktan geçtiğini inanıyorum. Zor gibi görünebilir söylediklerim ama aradaki kişiler ne kadar artarsa fiyat o kadar artış gösteriyor. Biz üreticiler olarak, 12 ay emek verdiğimiz ürünün bahçe değil de markette değerlendiğini görünce, aracılar için bu ürünleri yetiştirdiğimizi düşünüyoruz. Bu da acı verici bir tablo.

“İTHAL ÜRÜNLER ÇİFTÇİLERE VURULMUŞ EN BÜYÜK DARBE”

Bazı meyve gruplarında (hurma, muz, kivi gibi) dışarıdan ithalat yapıldı. Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?

2025 yılını çiftçiler adına kara yıl olarak adlandırırsak yeridir. Mevsim dışı don olayları, dolu yağışları, kuraklık gibi zorlu koşullara dayanmaya çalışırken bir de pazarlama ve satış döneminde Kivi, Trabzon Hurması (Cennet meyvesi) , muz gibi ürünlerin tam hasat döneminde ithalatına izin verilmesi ise tam bir akıl tutulmasıdır. Kivi'nin İran'dan, hurmanın Azerbaycan'dan ithal edilmesi, hem de ülkemizdeki hasat dönemine denk gelmesi çiftçilerimize vurulmuş en büyük darbedir.

Narenciye hasadı başladı, festivalleri yapılan narenciyede ne durumdayız? Üretici satışlardan, rekolteden memnun mu?

Narenciyede de 2025 yılındaki iklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle rekoltede neredeyse yarı yarıya düşüş beklenmektedir. Buna rağmen fiyatlar beklenenin çok altında kaldı. Üreticilerimiz rekolte düşüklüğünden şikâyetçi olsa da "Allah'tan gelene hep razı oluruz, asıl üzücü olan zor şartlarla da olsa ürettik ama bu kez de kullarından çekiyoruz" diyor.

Çiftçiyi 2026 da nasıl bir yıl bekliyor?

Biz çiftçiler için son yıllarda gördük ki her yıl geçen yıldan daha zor geliyor. 2026 yılında da çiftçiye destekler yetersiz olursa, kredilerde faiz indirimi yapılmazsa, hasarlı bahçelere sıfır faizli krediler düşünülmezse bunun yanında gübre, mazot, ilaç yardımı yapılmazsa bizi zor bir yıl daha beklemektedir. Bence herkes şunu bilmeli: Köyler yani köy tarımı kalkınmazsa herkes fakir kalır.

 


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA