Mersin’in Silifke ilçesindeki Hacıishaklı, Yeşilovacık ve Işıklı köylerinde planlanan Camiş Madencilik’e ait maden atık depolama tesisine karşı tepkiler büyüyor. Silifkeli iş insanı ve turizmci Kürşat Gökhan Göktaş, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne çağrıda bulunarak projenin derhal iptalini istedi. Göktaş, projenin bölge için "açık bir yıkım" olduğunu belirterek, "Bu bir ÇED Raporu meselesi değil, vicdan meselesidir" dedi ve atıkların yerleşim yerlerinin yakınına depolanmasının insan sağlığını hiçe saydığını vurguladı.
Silifkeli Turizmci Göktaş'tan Şişecam'ın atık tesisine sert tepki…
NECDET TAŞ
Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Hacıishaklı, Yeşilovacık ve Işıklı köylerinde Şişecam Grubu'na ait Camiş Madencilik şirketinin, Mersin’deki cam ve krom fabrikalarında oluşan atıkları depolamak için yapılmak istenen maden atık depolama tesisine karşı tepkiler sürüyor. Silifkeli iş insanı turizmci Kürşat Gökhan Göktaş Yeşilovacık'ta yapılması planlanan Maden Atık Depolama Tesisi için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü'ne seslenerek, projenin iptalini istedi.
“BU BİR "ÇED RAPORU" MESELESİ DEĞİL, VİCDAN MESELESİDİR”
Silifke’nin; tarihiyle, tarımıyla, deniziyle ve çalışkan insanıyla Akdeniz’in incisi olduğunu ifade eden Göktaş, “Ancak bugün bu inci, üzerine dökülmek istenen tonlarca sanayi atığının gölgesinde kararmak üzere. Hacıishaklı, Yeşilovacık ve Işıklı mahallelerimizin tam ortasına, yaşam alanlarının sadece 1 kilometre ötesine yapılması planlanan "Maden Atık Depolama Tesisi", memleketimiz için bir yatırım değil, açık bir yıkım projesidir. Şişecam Grubu’na bağlı Camiş Madencilik A.Ş. tarafından planlanan bu proje ile cam ve krom fabrikalarının atıkları, bizim verimli topraklarımıza, zeytinliklerimize, nefes aldığımız havaya emanet edilmek isteniyor. Belgelerde "Maden Atık Depolama Tesisi" gibi teknik ve soğuk bir isimle geçen bu proje; gerçekte köylünün ciğerlerine dolacak kuvars tozu, yeraltı sularına sızacak zehir ve kanser riski demektir. Yeşilovacık Muhtarı Ömer Yaser Yalvar’ın feryadı kulak ardı edilemez: "İnce kuvars kumu atıklarının taşınması ve depolanması sırasında oluşacak tozlar hava, su ve toprak kirliliğine yol açacaktır." Yerleşim yerine 1,5 kilometre mesafeye zehir deposu kurmayı planlamak, hangi akla, hangi vicdana, hangi şehircilik ilkesine sığar? İnsan sağlığı, şirketlerin kârlılık raporlarından daha mı değersizdir? Bu bir "ÇED Raporu" meselesi değil, vicdan meselesidir. Mersin Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından askıya çıkarılan duyuru, bürokratik bir prosedürden ibaret görülmemelidir. O 10 günlük askı süresi, Silifke halkı için son çıkıştır” dedi.
“UYGUNDUR DEDİĞİNİZ ŞEY ÖLÜMDÜR”
İlgili tüm kurumlara ve yetkililere seslenen Göktaş, “Kağıt üzerinde "Uygundur" onayı verdiğiniz o projeler, sahada "Ölüm" demektir. ÇED süreçleri, sadece evrak tamamlama işi değil, o coğrafyada yaşayan kurdun, kuşun, ağacın ve insanın vebalini taşıma işidir. Doğayı katleden, tarımı bitiren, insanı hasta eden hiçbir proje kamu yararı taşıyamaz. Köy muhtarlarımızın başlattığı bu duruş, sadece o bölgede yaşayanların değil, "Ben Silifkeliyim", "Ben Mersinliyim", "Ben doğaseverim" “Ben memleket sevdalısıyım” diyen herkesin davasıdır. Bugün Işıklı’ya, Yeşilovacık’a dökülen o atıklar, yarın rüzgarla Silifke’nin merkezine, yağmurla Akdeniz’in mavisine karışacaktır. Sessiz kalmak, bu yıkıma ortak olmaktır. Biz sanayiye değil, sanayinin vahşileşmesine; üretime değil, üretimin doğayı tüketmesine karşıyız. Atalarımızdan miras aldığımız bu bereketli toprakları, çocuklarımıza zehir deposu olarak bırakmaya hakkımız yok. Camiş Madencilik A.Ş. ve Şişecam Grubu’nu, kurumsal kimliklerine yakışır bir sorumluluğa davet ediyoruz: Bu projeyi derhal iptal edin. Bölge insanının "istemiyoruz" dediği yerde ısrar etmek, yatırım değil, dayatmadır. Silifke’nin havasına, suyuna, toprağına göz dikenler bilmelidir ki; bu memleketin insanı, toprağını rant uğruna heba ettirmeyecektir” ifadelerini kullandı.
|