TBMM’de 2026 bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Mersin’in yenilenebilir enerji potansiyeline rağmen Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile büyük bir risk altına sokulduğunu belirterek, “Santral Mersin’de ama yakıtı, teknolojisi, kârı Rusya’nın. Bize kalan ise bağımlılık ve geri dönüşü olmayan çevresel tehdit” dedi.
TBMM’de görüşülen 2026 yılı bütçesinin enerji politikaları üzerine söz alan CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, “Bugün enerji arzı yalnızca teknik bir mesele değildir; enerji kalkınmadır, güvenliktir, bağımsızlıktır. Dünya bu gerçeği kabul etmişken ülkemiz yıllardır günü kurtaran, palyatif adımların ötesine de geçemiyor. Enerji politikaları ne sanayiciyi rahatlatıyor ne esnafı koruyor ne emekliyi ne de dar gelirliyi gözetiyor. Bu tablonun merkezinde de TENMAK var. TENMAK sıradan bir kurum değildir, ülkemizin enerji kaderinin şekillendirildiği ana bir merkezdir. 2020 yılında tek adam zihniyetinin bir yansıması olarak TAEK'i kapattınız; dağınıklığı bitiriyoruz, bilimi hızlandırıyoruz vaadinde bulundunuz ancak bugün geldiğimiz noktada enerji politikalarınızın ayakları maalesef yere basmıyor. Vatandaşın faturalarını hafifletecek, üretimi ucuzlatacak, arz güvenliğini şekillendirecek kalıcı tek bir sonuç ortada yok. Vatandaşın hanesine, cebine yansıyan elektrik faturaları bu başarısızlığın en somut göstergesidir. Elektrik faturalarındaki fahiş artışlar enerji maliyetlerinden değil dağıtım bedellerine yaptığınız zamlar nedeniyle yaşanmaktadır” dedi.
“ENERJİ YOKSULLUĞUNU BÜYÜTÜYORSUNUZ”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’a da seslenen Kış, “Vatandaşa ucuz elektrik sağlamak yerine dağıtım şirketlerinin kasasını doldurmayı tercih ediyorsunuz. Siz enerji dönüşümünü teşvik etmiyor, enerji yoksulluğunu büyütüyorsunuz. Ülkemizin en önemli konularından biri de nükleer enerjidir. Nükleer enerji konusunda partimizin duruşu dünden bugüne açıktır ve nettir. 39'uncu Kurultayı'mızda kabul ettiğimiz parti programımızda da açıkça ifade ettiğimiz gibi, biz enerjiyi piyasanın değil, kamunun sorumluluğu olarak görüyoruz. Enerjide arz güvenliğini yerli ve yenilenebilir kaynaklara dayalı olarak üreterek, dışa bağımlılığı azaltarak ve de verimliliği esas alarak sağlayacağız. Kamuyu piyasadan çeken değil, kamuyu yeniden güçlendiren bir enerji yönetimi kuracağız. Stratejik enerji kuruluşlarını özelleştirme kıskacından çıkaracak enerji alanındaki tüm anlaşmaları, ihaleleri ve yatırım kararlarını Meclis denetimine açacağız. İşte, bizim enerji anlayışımız budur. Sizin teslimiyetçi politikalarınızın karşısına kamucu ve bilimsel bir yol haritası koyuyoruz” şeklinde konuştu.
“MERSİN GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR TAHRİBAT TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYA”
Mersin'in güneş enerjisi yatırımları açısından Türkiye'nin en ideali lokasyonlarından biri olmasına rağmen iktidardan gerçek bir destek göremediğini, tüm uyarılara ve itirazlara rağmen Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin Mersin’de inşa edildiğini ifade eden Kış, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Santral bizim topraklarımızda ama yakıt Rusya'nın, teknoloji Rusya'nın, atık yönetimi Rusya'nın, kâr modeli Rusya'nın. Üstelik işletmeci Rosatom'un santral üzerindeki payı yüzde 99,2'dir, olağanüstü genel kurul kararlarıyla da hisselerini istediği gibi satabilme yetkisini kendi kendisine tanımış durumda. Bu ne demek biliyor musunuz? Türkiye'nin kendi toprakları üzerinde açık bir egemenlik kaybıdır. Peki, bize kalan nedir? Risk, bedel, bağımlılık ve Mersin'imizin eşsiz doğal güzelliklerinin geri dönüşü olmayan bir tahribat tehdidiyle karşı karşıya bırakılmasıdır. Zaten bu ülkede sorumluluk almamak AKP iktidarının yönetim anlayışıdır. Soma'da, İliç'te, Ermenek'te yaşadıklarımız dün gibi aklımızda. Kartalkaya'da 78 vatandaşımız yanarak hayatını kaybetti, bırakın Bakanı, tek bir üst düzey sorumlusu bile istifa etmedi ama iş Cumhuriyet Halk Partisine ve seçilmiş belediye başkanlarımıza gelince hukuku bir gecede askıya alıyorsunuz. Belediye başkanlarımız ve yol arkadaşlarımız masumiyet karinesi hiçe sayılarak yargı kararları olmadan Silivri'de esir tutulmakta. Bu ülkede insanlar ölürken hukuksuzluk diz boyuyken koltuklarında oturanlar asla utanmıyorlar. Değişen tek şey hukukun, sarayın siyasi çıkarlarına göre eğilip bükülmesi oluyor. Sayın Bakan, bu bütçe enerji yatırımı değildir, bu bütçe egemenlik devridir, bilimsel yatırım değil, itaat mimarisidir, devlet adlı değil, tek imza rejimidir. Siz enerjiyi teslim ettiniz ama biz ülkemizin geleceğini asla.” (Haber Merkezi)
|