KADINLAR NARİN AMA GÜÇSÜZ ERKEKLER GÜÇLÜ VE AĞLAMAZ DEĞİLDİR




Tarih: 16 Aralık 2025 Salı 12:10

MERVE KANKAN

Kadına yönelik şiddet Türkiye’de alarm veriyor. 2025’in ilk 10 ayında en az 266 kadın öldürüldü, 269 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Gülce Dida Çavdar, kadınların en çok sokakta değil, kendi evlerinde en yakınındaki erkekler tarafından şiddete maruz kaldığını açıkladı. “ Bu tablo, yasaların etkin uygulanıp uygulanmadığının sorgulanması gerektiğini gösteriyor. Yasalar, sesi çıkmayana ses olmak zorundadır. Şiddetin en sık gerekçesi olarak ‘erkeğin öfke kontrol sorunu’ gösteriliyor. Hayır, bu bir öfke sorunu değil; bu bir eşitsizlik meselesidir” dedi.

 

Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Gülce Dida Çavdar, kadına yönelik şiddetle mücadelede sahada birebir çalışan, kadınlara ücretsiz hukuki destek sunan bu merkezin yürütücüsü. Çavdar, her gün şiddetin farklı bir biçimine maruz kalan kadınlarla yan yana geldiklerini belirterek, " Biz güçlü kadınlarla değil; güçlü olmak zorunda bırakıldığı için yorulmuş kadınlarla çalışıyoruz" dedi. Kadına yönelik şiddetin nedenlerinden, yasal düzenlemelere, toplumsal farkındalıktan 6284 sayılı Kanun'a kadar pek çok başlığı konuştuğumuz söyleşide, çarpıcı veriler ve önemli uyarılar öne çıktı. 

Şiddet nedir?

Şiddet, size zarar veren her türlü davranıştır. Fiziksel şiddet kadar psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet de ağır ve yıkıcıdır.Kadına yönelik şiddet, kadınlar ve erkekler arasındaki güç eşitsizliğinin, yani toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin açık bir göstergesidir. Yasalar, sesi çıkamayanlara ses olmak zorundadır. Biz de Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak kadınların sesi olmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz.

Kadına yönelik şiddetin temelinde ne var?

Kadına yönelik şiddetin en büyük nedeni toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir. Şiddet, tek bir nedene bağlı değil; çok faktörlü, aşamalı ve döngüsel bir süreçtir. Biz yalnızca biyolojik bir cinsiyetle doğuyoruz ancak toplum, kültürel değerler üzerinden bize bir de “toplumsal cinsiyet” biçiyor. Kadınların narin, güçsüz; erkeklerin güçlü, ağlamayan varlıklar olduğu yönündeki inanışlar bilimsel değildir. Bunlar, toplumun kendi yarattığı kalıplardır. Ne yazık ki bu kalıplar, şiddeti besleyen zemini oluşturuyor.

“ EŞİTSİZLİK MESELESİ”

Kadınlar en çok kim tarafından şiddete uğruyor?

2025’in ilk on ayında en az 266 kadın öldürüldü, 269 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Kadınlar sokakta değil, en çok kendi evlerinde ve en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Bu tablo, yasaların varlığından çok etkin uygulanıp uygulanmadığının sorgulanması gerektiğini gösteriyor. TÜİK ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın araştırmasına göre: Kadınların %28,2’si psikolojik, %18,3’ü ekonomik, %12,8’i fiziksel şiddete maruz kaldı. Boşanmış kadınlarda bu oranlar çok daha yüksek. Her bir yüzde, bir annenin, bir kız kardeşin, bir çocuğun hayatta kalma mücadelesidir. Şiddetin en sık gerekçesi olarak “erkeğin öfke kontrol sorunu” gösteriliyor. Hayır, bu bir öfke sorunu değil; bu bir eşitsizlik meselesidir.

Neden “kadının insan hakları” kavramına ihtiyaç duyuyoruz?

Bugün neden “kadın hakları” diyoruz da “erkek hakları” demiyoruz? Çünkü mevcut toplumsal düzende dezavantajlı olan cinsiyet kadın.Cinsiyete dayalı ayrımcılık, kadınların yalnızca kadın oldukları için uğradıkları ayrımcılıktır. Birçok kadın şu düşünceyi içinden geçiriyor: “Bir erkek olsaydım bu saatte rahatça dışarı çıkabilirdim.” Çoğu zaman yetiştirilme biçimimiz nedeniyle, şiddete maruz kaldığımızın ya da şiddet uyguladığımızın farkına bile varmıyoruz. Kadınların hak ihlalleri çoğu zaman yalnızca kadın oldukları için gerçekleşiyor. Aile içi şiddet, töre cinayetleri, eşit işe eşit ücret talebi, erken yaşta evlilikler, cinsel şiddetin giyimle meşrulaştırılması… Tüm bu örneklerde mağdurun kim olduğu hep bellidir: Kadın. Kadın pilotun anons yapmasına şaşırılması, trafikte yapılan bir hatanın “kesin kadındır” diye yorumlanması, yan koltuğun otomatik olarak kadına uygun görülmesi… Bunların hepsi öğrenilmiş, bilinçaltımıza yerleşmiş küçük ama süreklilik arz eden şiddet biçimleridir.

“HAKLARIMIZI KULLANABİLMEK İÇİN ÖNCE HAKLARIMIZI BİLMEMİZ GEREKİYOR”

 Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadelede yasal düzenlemeler ve haklarımız neler?

Kadınları koruyan en önemli yasal düzenlemelerden biri 6284 sayılı Kanundur. Kadınları yaşatacak olan bu kanundur; onu yaşatacak olan ise etkin uygulamadır. Bu kanun kapsamında kadınlar; Sığınak talep edebilir, yakın koruma isteyebilir, şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılmasını sağlayabilir, adres ve kimlik gizliliği talep edebilir, maddi yardım, nafaka, geçici velayet alabilir, sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanabilir. Haklarımızı kullanabilmek için önce haklarımızı bilmemiz gerekiyor.

Toplumda farkındalık nasıl artırılabilir?

Öncelikle şiddetin sadece fiziksel olmadığını fark etmeliyiz. Psikolojik, ekonomik, dijital şiddet de şiddettir. Basın, televizyon ve sosyal medya bu konuda çok önemli. 6284 sayılı Kanun, kamu spotlarını ve bilgilendirici yayınları zorunlu kılıyor. Ayrıca toplumsal cinsiyet eşitliği, küçük yaşlardan itibaren eğitim müfredatına girmeli. Şiddeti görmezden gelmeyerek, seslere kulak vererek ve hukuki mekanizmaları çalıştırarak farkındalık yaratabiliriz.

Kadın Hakları Merkezi’ne kimler başvuruyor, ne tür çalışmalar yürütülüyor?

Maddi imkânı olmayan ve hukuki destek almak isteyen kadınlar bize başvuruyor. Mersin Adliyesi 4. katta bulunan merkezimizde her gün gönüllü bir avukatımız görev yapıyor. 6284 kapsamında dilekçeler hazırlanıyor, yönlendirme yapılıyor. Boşanma, velayet, nafaka gibi konularda ise Adli Yardım Bürosu aracılığıyla ücretsiz avukat atanmasını sağlıyoruz. Kadına yönelik şiddetin yaklaşık %80’i aile içindeki erkek bireyler tarafından uygulanıyor. Sevmenin; sahiplenmeden, metalaştırmadan öğrenilmesi gerektiğine inanıyoruz. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak, nerede bir kadın şiddete uğruyorsa yanında olacağımızı; soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz. Kadınlar yalnız değil.


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA