RÖPORTAJ: RAZİYE ERDEN YILDIRIM
Değirmençay Mahallesi Muhtarı Rıdvan Işık, “En büyük problemimiz susuzluk” dedi, ekledi: “Barajımızın bir an önce hizmete girmesi, hem tarımsal üretimi güçlendirecek hem de çiftçinin yaşadığı su sıkıntısına kalıcı çözüm sağlayacak.”
Köy deyip geçmeyin…
Çünkü bazı köyler var, insanın ezberini bozar.
Eski adıyla Erçel, yeni adıyla Değirmençay tam da öyle bir yer.
Yenişehir ilçesine bağlı.
Başnalar ve Manavşa kalesi ile meşhur.
Burada kahvehanenin de fırının da başında kadınlar var.
Patronlar erkek değil, kadın.
İklim değişikliği kapıya dayanmış, tarım zorlaşmış ama köy hâlâ ayakta.
Hem de dimdik.
Karşımda gencecik bir muhtar oturuyor: Rıdvan Işık.
Heyecanlı, enerjik, köyüne âşık.
“Yaptıklarım, yapacaklarımın teminatıdır” derken gözleri parlıyor.
Taş ocağına karşı durmuş, doğayı savunmuş.
Dronla ilaçlama gibi çoğumuzun adını bile yeni duyduğu yöntemler için köylüsüne eğitim aldırmış.
Değirmençay’da gezerken şunu fark ediyorum:
Bu köy, kadınlarıyla, tarihiyle ve genç muhtarıyla geleceğe hazırlanıyor.
Ben sordum, o içtenlikle anlattı. Rıdvan Işık’la Değirmençay’ın geçmişini, bugününü, dertlerini ve umutlarını konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyalım…
1992 doğumluyum. İlk ve ortaöğrenimimi doğup büyüdüğüm yer olan Değirmençay’da tamamladım. Mersin 1. Endüstri Meslek Lisesi’nden mezun oldum. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra çiftçilik yaparak babama yardım ettim. 2024 seçimlerinde muhtarlık görevine geldim ve görevimden büyük mutluluk duyuyorum. Yaklaşık iki yıldır görevimi layıkıyla yapmaya gayret ediyorum.
Hep köyde mi yaşadınız?
Bu süreçte şehir dışında, 20’den fazla farklı işte çalıştım. En son ayrıldığım kurum Mersin Büyükşehir Belediyesi oldu. Ancak benim için asıl dönüm noktası, bu 5 yıl içerisinde yaşadıklarım, edindiğim deneyim ve tecrübelerimdir. Çalıştığım kurumda emeklerimin karşılığını alamadığımı, bulunduğum yerde kendimi değersiz hissettiğimi fark edince; doğup büyüdüğüm topraklara, mahalleme, köyüme geri dönme kararı aldım.
Peki, pişman oldunuz mu?
Bugün geldiğim noktada, şu anki çalışma hayatım beni daha huzurlu ve mutlu hissettiriyor. Bu kararım, içimde en ufak bir pişmanlık dahi yaratmadı.
Bu yolda yürümenizde en büyük ilham kaynağınız kim oldu?
Bizim hikâyemiz rahmetli dedem Gazi İbrahim ile başlar. Dedeme ‘Gazi’ diyorum; çünkü kamyonun, kepçenin, hafriyat araçlarının olmadığı dönemlerde, el gücüyle yol açma çalışmaları yapılırken, kaldırılamayacak kadar büyük bir taşın dinamitle patlatılması sırasında gözlerini kaybetmişti. Ruhu şad olsun. Rabbime binlerce kez şükür ediyorum ki, uğruna gözlerini kaybettiği o yolun tamamlanması, yıllar sonra bana nasip oldu.
Bugün, elimizdeki imkânlar dâhilinde ve Değirmençay halkının bizlere verdiği yetkiyle, o ‘eşek geçmez’ yolu adeta bir otobana dönüştürdük. İnanıyorum ki dedem benimle gurur duyuyordur. Babam Ertuğrul Işık da, mahallemiz belediyeyken görevini en iyi şekilde yapmış, emekli olmuş bir insandır. Bu noktaya gelmemde en büyük destekçim babamdır. Dedem de, babam da köyüne hizmet etmiş insanlardır. Ben de bu yolda yürümekten onur ve gurur duyuyorum.
Köyünüzün tarihçesi ve köy için önemli olan değerler nelerdir?
Mahallemizin tarihine baktığımızda; kuzeyde Manavşa Kalesi, güneydoğuda Başnalar Kalesi olmak üzere iki adet kale kalıntısı bulunmaktadır. Eski adı Erçel olan, bugünkü Değirmençay Mahallesi, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan Fransız-Türk Savaşı sırasında Türk direnişinin önemli merkezlerinden biri olmuştur. 1961 yılında köyümüze Değirmençay adı verilmiş, 1992 yılında ise kasaba ilan edilmiştir. Köyümüz için önemli olan değerlerin başında Manavşa ve Başnalar kaleleri gelir. Köyü köy yapan çınarlarımız, şarıl şarıl akan pınarlarımız ve en önemlisi insanlarımızdır. Yöresel lezzetlerimiz, kendi elleriyle üretim yapan çiftçilerimizin doğal ürünleri bu kültürün bir parçasıdır.
Değirmençay Köyü’nün nüfusu, ekonomik yapısı ve temel geçim kaynakları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Erçel Köyü’nün nüfusu bugün itibarıyla yaklaşık 850’dir. Ekonomik yapısı tarım ve çiftçiliğe dayanmaktadır. Bağ, bahçe ve kısmen hayvancılıkla uğraşan Yörüklerimiz temel geçim kaynaklarını oluşturur. Ancak günümüz şartları ve iklim değişiklikleri nedeniyle küçük ölçekli tarım zayıflamakta, hayvancılık da olumsuz etkilenmektedir. Bu durum, çiftçilerimizin ve Yörüklerimizin üretimi bırakıp şehir hayatına göç etmesine neden olmaktadır.
‘Üretmezsek tükeniriz’ sözünün tam karşılığını bugün yaşıyoruz. Üretmekte zorlanıyoruz, sürekli tüketici olduğumuz için de almakta güçlük çekiyoruz.
Muhtarlık olarak bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz hizmet ve projeler nelerdir?
Muhtarlık olarak bugüne kadar yaptığımız çalışmalardan bazıları şunlardır: Mahallemizde araç fazlalığı nedeniyle ilk kez otopark çalışması gerçekleştirdik. Gençlerimizin sosyal faaliyetler yapabileceği güvenli bir alan ihtiyacından yola çıkarak, adaylık sürecimde yaptığım başvuru sonucunda İl Spor Müdürlüğü tarafından mahallemize halı saha kazandırıldı.
Belediyemizle birlikte, iki yıl süren yoğun bir çalışma sonucunda Değirmençay ile Manavşa Yaylası arasındaki 2,5 kilometrelik yol genişletilerek asfaltlandı ve hizmete açıldı. Muhtarlığımızın ek binasında gençlerimiz için kütüphane oluşturduk; internet ve bilgisayar imkânlarıyla daha iyi çalışma ortamı sağladık.
Mahalle içinde 10’dan fazla stabilize yolun altyapısı hazırlanarak asfalt veya parke çalışmaları yapıldı. Nüfus artışıyla birlikte oluşan yeni yapılaşmalar nedeniyle, yaklaşık 300 adet elektrik direği ile ‘enerjisiz ev kalmayacak’ projesine fiilen başladık ve çalışmalarımız devam ediyor.
Elbette projelerimiz bitmedi. Değirmençay büyük bir mahalle, yapılacak çok iş var. Şunu net ifade etmek isterim: Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır. 2024 yılında köyümüzde ilk kez drone ile ilaçlama yapmanın heyecanını köylülerle birlikte yaşadık.
Gelenekler, bayramlar ve kültürel etkinlikler nasıl yaşatılıyor?
Köyümüzde gelenekler, birlik ve beraberlik içinde yaşatılmakta; etkinlikler coşkuyla, dayanışmayla sürdürülmektedir. Köyden kente, kentten köye göçler her zaman vardı, bundan sonra da olacaktır. Bu bir döngüdür.
Muhtar olarak köyde imzanızı attığınız önemli bir konu, olay oldu mu?
Doğal yaşamı, su kaynaklarımızı ve tarım alanlarımızı korumak adına mahallemizde yapılması planlanan taş ocağı çalışmalarına karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz. Son yıllarda iklim değişikliği ve alınmayan tedbirler, tarımla uğraşan çiftçilerimizi ciddi şekilde mağdur etmiştir. Sulama ve içme suyu konusunda gerekli kurumların acilen çalışma yapması şarttır.
“İYİLİK İYİDİR, KÖTÜLÜK KİMSEYE BİR ŞEY KAZANDIRMAZ”
Değirmençaylılar muhtarlıktan çok şey bekliyor mu, bu beklentiler sizi zaman zaman zorladığı oluyor mu?
Değirmençay halkının muhtarlıktan beklentileri bitmiyor; bitsin de istemiyorum. Biz oturmaya değil, çalışmaya geldik. Bu yüzden seçildik. Belediyelerin ve ülke genelindeki kurumların bütçe ve planlama süreçlerini de işin içinde olarak daha iyi anlıyoruz ve halkımıza bunu şeffaf şekilde anlatıyoruz. İyilik iyidir, kötülük kimseye bir şey kazandırmaz. Severek yaptığım bu işte, geriye dönüp baktığımda yaptıklarımı görmek bana huzur ve mutluluk veriyor. Kalbinizi kirletmeyin, iyiler her zaman kazanır.
Son olarak ilgili kurumlardan talep ettikleriniz var mı?
Değirmençay Barajı’nın en kısa sürede tamamlanması, çiftçiyi ciddi anlamda rahatlatacaktır. Bunun için ödeneğe ihtiyaç vardır. İçme suyu konusunda ise mevcut kaynaklarımız neredeyse korunma noktasına gelmiştir. Bu nedenle harici bir içme suyu kaynağına acil ihtiyaç duyulmaktadır. Mevcut durum itibarıyla Mersin Büyükşehir Belediyesi MESKİ’nin acil bir çalışma yapması gerekmektedir.
Ayrıca nüfus artışıyla birlikte su sarfiyatı da artmıştır. Bu sebeple içme suyu depolarının büyütülmesi şarttır. 1960’lı yıllardan kalan içme suyu altyapısı ise neredeyse üç günde bir arıza vermekte olup, tamamının yenilenmesi gerekmektedir.
Kanalizasyon konusunda ise sınıfta kaldık; çok ciddi sorunlar var. Ancak bunlar aşılamayacak sorunlar değildir. Kanalizasyon altyapısı neredeyse yok denecek kadar azdır.
Kısacası, hem tarımsal sulama hem de içme suyu açısından ciddi problemler yaşamaktayız.
Ve durum itibarıyla yapmış olduğumuz işle ilgili olarak, gerçekten refah payı anlamında muhtarların özellikle kırsaldaki görevlerinin ne kadar zorunlu ve ağır olduğu ortadadır. Kırsal bir mahallede muhtar olarak görev yaptığım için şunu açıkça ifade edebilirim ki, mevcut şartlar altında fiilen yalnızca sigortamız karşılığında çalışıyor gibiyiz. Bu nedenle muhtar maaşlarının artırılması yönünde bir talebim olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Bu konunun mutlaka meclis gündemine taşınması gerektiğini düşünüyorum.
|