Avukat Kızılay, İstanbul sözleşmesinde taraf devletlere vurgu yaptı




Tarih: 18 Ağustos 2020 Salı 17:49


Mersin Barosu Avukatlarından Melike Kızılay, Türkiye’de sıkça tartışılan konuların başında gelen İstanbul Sözleşmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Sözleşmeye imza atan devletlerin yükümlülükleri hakkında bilgiler veren Kızılay, “Sözleşme kapsamında taraf devletlerin tüm ilgili organlar, kurumlar ve örgütlerle iş birliği içerisinde olması ve koordinasyon biriminin kurulması öngörülmektedir” ifadelerini kullandı.

Son zamanlarda tüm Türkiye’de tartışma konusu haline gelen İstanbul Sözleşmesi hakkında konuşan Mersin Barosu Avukatlarından Melike Kızılay, gazetecilere “İstanbul Sözleşmesi” ile ilgili açıklamalarda bulundu. İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında önemli bir yeri olduğunu söyleyen Kızılay, İstanbul Sözleşmesi hakkında bilgi verdi. Kızılay, “Bilinen adı ile ‘İstanbul Sözleşmesi’ , kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesine ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’dir. 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da gerçekleşmiş olan Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantısında imzaya açılmış ve ilk olarak Türkiye’nin imzaladığı İstanbul Sözleşmesi, Ağustos 2014 yılından itibaren yürürlüktedir” dedi.

 

“KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN NEDENİ EŞİTSİZLİK”

İstanbul Sözleşmesi’nin amacını anlatan Kızılay, “Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesine ilişkin mücadeleyi sağlayan İstanbul Sözleşmesi, önemli bir insan hakları ihlalinin oluşmasını engelleyen ayrıntılı ve  kapsamlı uluslararası bir anlaşmadır.  Bu tür şiddete tolerans gösterilmemesini hedefleyerek imzacı ülkelerde daha güvenli yaşanabilmesi amacına yöneliktir. Öncelikle şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve şiddet uygulayanların adalete teslim edilerek  gerekli tedbirlerin alınması , bu sözleşmenin temel amacıdır.  Kadınlara yönelik şiddetin temelinin toplumda kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikten kaynaklandığı açık ve net olup, sözleşme erkeklerle kadınlar arasında daha fazla eşitlik sağlamaya yönelik uygulamaların ve buna ilişkin düzenlemelerin yapılması yükümünü getirmektedir.  Ayrıca, toplumun her ferdini, özellikle de erkekleri ve erkek çocuklarını, eşitlikçi davranışlara yönlendirerek, bireylerin vicdanlarını ve düşüncelerini bu yönde değiştirmeyi amaçlamaktadır” ifadelerini kullandı.

 

İMZALARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ HAKKINDA KONUŞTU

İstanbul Sözleşmesini imzalayan devletlerin yükümlülükleri hakkında da açıklamalarda bulunan Kızılay, sözleşmeye imza atan devletlerden beklenenin, kadınlara yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti önlem olduğunu, şiddet mağdurlarına destek vermeleri gerektiğini vurguladı. Kızılay, “Sözleşme kapsamında taraf devletlerin tüm ilgili organlar, kurumlar ve örgütlerle iş birliği içerisinde olması ve koordinasyon biriminin kurulması öngörülmektedir. Bunun yanında kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak da sözleşmenin amaçları arasındadır” sözlerini kullandı. Bu kapsamda “Kadınlara yönelik şiddetin kabullenilmesine neden olan tutumların, toplumsal cinsiyet rollerinin ve klişelerin değiştirilmesi, mağdurlar üzerinde çalışan profesyonel kadroların eğitilmesi; farklı şiddet türleri ve bunların travma yaratıcı özellikleri hakkında farkındalık yaratılması, eğitimin her kademesinde, eşitliği ele alan konuların ders müfredatına dahil edilmesi, halka ulaşabilmek için STK’larla, medyayla ve özel sektörle işbirliği yapılması şiddeti önleme amacına yönelik uygulamaların düzenlenerek geliştirilmesi, tüm tedbirler içinde, mağdurların ihtiyaçlarına ve güven içinde olmalarına en büyük önemin verilmesinin sağlanması; mağdurlara ve çocuklarına psikolojik ve hukuki danışmanlığın yanı sıra tıbbi yardım da sağlayan özelleşmiş destek hizmetlerinin düzenlenmesi; yeterli sayıda sığınma evinin tahsis edilmesi ve günün her saati kullanılabilecek ücretsiz telefon yardım hatları sağlanması şiddete uğrayan mağduru koruma amacına yönelik tedbirlerin alınması hususunda düzenlemeler yapılması, kadınlara yönelik şiddetin suç sayılmasının ve gerekli cezaların verilmesinin sağlanması; gelenek, töre, din, yada “namus” gerekçelerinin, herhangi bir şiddet eyleminin bahanesi olarak kabul edilmemesinin sağlanması; soruşturma ve yargılama sürecinde mağdurların özel koruma tedbirlerinden yararlanmalarının sağlanması, kolluk kuvvetlerinin yardım isteyenlere anında yardıma gidebilmelerinin ve tehlikeli durumlara yetkinlikle müdahale etmelerinin sağlanması şiddet faillerinin yargılanarak caydırıcı cezalar alması amacına yönelik  tedbirlerin alınarak ve bu yönde yasal düzenlemeler yapılarak  belirtilen tüm tedbirlerin kapsamlı ve koordineli politikaların bir parçası olmasının sağlanması ve kadına karşı şiddete karşı bütüncül bir mücadelede  bulunulmasının temin edilmesi imzacı devletlerin yükümündedir.”

 

GREVİO RAPORU İNCELENDİ

Kadınlara Yönelik ve Aile İçi Şiddete Karşı Mücadele Uzman Grubu GREVIO, 2018’de yaptığı incelemeler sonucunda Türkiye için değerlendirme raporunda kadına şiddeti engellemeye yönelik atılan olumlu adımları ve sözleşmenin uygulanmasındaki bir takım eksiklikleri değerlendirmişti. Raporun içeriği ise şu şekildedir: “2012 yılında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadınlara Karşı Şiddetin Önlenmesine dair Kanunun kabul edilmesi, Kadınlara yönelik şiddetle mücadelede Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesindeki Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün bir koordinasyon kurumu olarak belirlenmesi, 2007-2020 yıllarını kapsayan ve şiddetle mücadele amacıyla birbirini izleyen üç Ulusal Eylem planı hazırlanması, Ulusal Eylem Planlarında yer verilen bir dizi tedbirlerin odağında kadınlara yönelik şiddetin bir tür ayrımcılık olduğuna değinilmesi, Yapılan yasal reformlar, Türk Ceza mevzuatının İstanbul Sözleşmesi’yle uyumlu hale getirilmesi, Kadınlara yönelik şiddetle mücadelede toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi odaklı tedbirlerin alınmış olması Türkiye’de kadına karşı ve aile içi şiddeti engellemeye yönelik olumlu adımlar olarak değerlendirilirken, 6284 sayılı yasaya ilişkin idari verilerin ötesindeki ayrıştırılmış verilerin derlenmemiş ve iletmemiş olması, Türkiye’nin genel politikalarında kadın erkek eşitliğinin esas alınmaması ve bunun kadınlara karşı şiddet üzerindeki potansiyel etkilerinin kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulmaması, Türkiye’de kadının anne ve bakım sağlayıcı geleneksel rollerinin ön planda tutulması; bu eğilimin, kadın ve erkeğin aile ve toplumdaki rol ve sorumluluklarına ilişkin kalıplaşmış ayrımcı ön yargılarla mücadelede engel oluşturması, Şiddet faillerine yönelik soruşturmalar, kovuşturmalar ve cezalandırmalara ilişkin adli verilerin mevcut olmaması, bu nedenle yasaların kolluk kuvvetleri, savcılıklar ve mahkemelerce uygulanmasının etkili bir biçimde izlenmesi önünde ciddi bir engel oluşturması, Devletin mağdurları koruyamamasının, kadınların zaman zaman, yeniden mağdur edilme ve/veya çifte mağduriyete uğramasına yol açması, İstanbul Sözleşmesi’nin ve bu sözleşme ilkelerinin savunuculuğunu yapan bağımsız kadın kuruluşlarının, ilgili sivil toplum kuruluşlarının giderek kısıtlayıcı koşullarla karşı karşıya kalmaları, Mahkemelerin uygulamalarıyla kadına karşı şiddet eylemlerine cezai yaptırımların caydırıcılığının gerektiği gibi sağlanamaması, Koruyucu tedbir kararlarının etkili bir biçimde uygulanabilmesi için, bu kararların yasal kurumlarca mağdurun emniyeti ve güçlendirilip kurtarılması ihtiyacına gereken dikkat gösterilmemesi, Koruma kararlarının kısa süreli verilme eğiliminin olması sözleşmenin uygulanmasındaki eksiklikler olarak belirtilmiştir.”

 


Etiket: Mersin, mersinüniversitesi, meü, mersinhaber, mersingündem, akdeniz, mezitli, toroslar, tarsus, erdemli, anamur, silifke, mut, istanbulsözleşmesi, avukat, hukuk


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA