Öğrencilerin yüzde 51’i uzaktan eğitime ulaşamıyor!

Tarih: 24 Eylül 2020 Perşembe 17:54

Haber-Behzat Özgür Beyazlar

Pandemi koşullarında başlayan yeni eğitim-öğretim yılı ile ilgili konuşan Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, EBA eğitim sistemi hakkında yaşanan aksaklıklar ile yüz yüze eğitimde yaşanabilecek sorunlarla ilgili gazetecilere konuştu. EBA sistemini eğitimciler olarak uzun yıllardır kullandıklarını belirten Sümbül, “EBA oldukça eski bir sistem. Pandemi döneminde halk arasında duyulmaya başlandı. Fatih Projesi ile birlikte çok büyük paralar yatırılarak, okullara akıllı tahtalar ve bununla bağlantılı olarak EBA Portalı ile birlikte hem eğitimcilerin hem de öğrenciler kendi aralarında kullanabileceği bir imkan sunuldu. Uzaktan eğitimde kullanılması olumlu ama şöyle bir eksiği biz defalarca dile getirdik. Tek başına EBA TV ve EBA Portalı’nı kullanmak yetersiz” dedi.

“‘BEN YAPTIM OLDU’ MANTIĞIYLA İŞ YAPMAK EKSİKLERE YOL AÇIYOR”

EBA eğitim sisteminin çökmesinin yeterli tedbir alınmamasından kaynaklandığını iddia eden Sümbül, “Bir de Bakan’ın yaptığı siber saldırılar açıklaması var. Bakın siz sanal ortamda bir iş yapıyorsanız eğer hem saldırılara karşı hem de kapasiteyi ona göre ayarlamanız gerekirdi. EBA’ya girecek kişi sayısı belli. Onların biz beklemiyorduk demek gerçekten bu işte yeteri kadar hazırlık yapılmadığının göstergesidir. Ben şundan eminim ki; öğrencilerin tamamı sisteme giremedi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendi değerlendirmesi öğrencilerin yüzde 51’i uzaktan eğitime ulaşamıyor. EBA bu şekilde çöktüyse bu ileriki dönemde EBA’ya ve Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı bu hazırlıklara dair çok ciddi bir kaygı uyandırıyor bizde” açıklamalarında bulundu. Yaşanabilecek sorunları ortadan kaldırmak için sendikaları, uzaktan eğitimdeki bilişim uzmanlarını, pedagogları, bilim insanlarını ve eğitimin bütün taraflarını işe dahil ederek ortak akılla iş yapılması gerektiğini savunan Sümbül, “Yani ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla iş yapmak eksiklere yol açıyor ve her seferinde ‘Biz demiştik’ sözüyle cümleler kurmaya başlıyoruz ve bu bizi de rahatsız ediyor. Çünkü biz sadece eleştirmiyoruz. Aynı zamanda alternatif olarak neler yapılabileceğini de anlatmaya çalışıyoruz. EBA’ya erişimde sıkıntı var ama bir de EBA’ya hiç erişemeyenler var” şeklinde konuştu.

“UZAKTAN EĞİTİME ULAŞAMAYAN ÖĞRENCİ SAYISINI 1,5 MİLYON”

Özellikle kırsal kesimlerdeki öğrencilerin evinde TV, tablet, bilgisayar, internet, akıllı telefon olmadığını dile getiren Sümbül, “Bu imkanlar olsa bile her ailede birden fazla çocuğun okula gittiğini düşünürsek gerçekten durumun vahameti çok daha iyi ortaya çıkıyor. Mesela Milli Eğitim Bakanlığı uzaktan eğitime ulaşamayan öğrenci sayısını 1,5 milyon diye belirtti. Sendikamız ise bu sayının 6 milyon civarında olduğunu açıkladı. Bakanlığın kendi rakamları bile baz alındığında gerçekten de bakanlığın hazırlık düzeyinin çok düşük olduğunu, yeteri kadar hazırlanmadığını kanıtlar” dedi.

Öğrencilerin yanı sıra eğitimcilerin de yeni eğitim-öğretim yılında sıkıntı yaşadığını dile getiren Sümbül, öğretmenlerin ders ataması, canlı dersi verebilmesi, okula çağırılma günleri ile ilgili sorun yaşadıklarını söyledi. Sümbül, “Biz bu haftayı ilçelerimizle, üniversite temsilcilerimizle toplantılar yaparak bitirdik. O kadar ciddi kaygılar taşıyorlar ki bunların yanında ek derse ve maaşa dair kaygıları da var. Bunun konuda da Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıklaması var. Sanki Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi maaşlara gidiyor. Bunun sorumlusu öğretmenlermiş gibi gösteriliyor. Kamu çalışanları arasında en düşük maaşı alan öğretmenlerdir. Mesela dün ek dersler ile ilgili bir genelge yayınlandı. Hemen akşamüzeri onu düzelten bir genelge yayınlandı. Böyle şey olmaz. Bu işleri biraz daha planlayarak; tarafları ile ortak akıl üzerinden yaparak ve öğrenci velilerini de düşünerek hareket etmek gerek. Böyle olmazsa bu sorunları daha çok yaşarız” açıklamalarında bulundu.

“EĞİTİM YÜZ YÜZE OLMALIDIR”

Eğitimciler olarak yüz yüze eğitimi savunduklarını söyleyen Sümbül, bunun için yeterli tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. Sümbül, “Uzaktan eğitim ön plana çıkaran, öğretmen olmadan bu işler olur gibi mantık da var. Farklı medya ortamlarında da bu tartışılmaya başlandı. Uzaktan eğitimle de bu iş olur diyen bir mantık var. Öncelikle şunu söyleyelim, biz eğitim emekçileri olarak eğitim yüz yüze olmalıdır diyoruz. Bunun olabilmesi için de 24 Ağustos’ta öğretmenler okula çağrıldığından beri söylüyoruz. Lütfen gerekli önlemleri alın. Hem Mersin’de hem Türkiye’de vaka sayıları iyiye gitmiyor. Bunu en tepeden en aşağıya herkes konuşuyor. Okullar açıldığında ve yüz yüze eğitim bu aymazlıkla yapılmaya devam edildiğinde daha çok risk yaratacaktır. Maalesef son dönemlerde açıklanan vaka sayılarına baktığımızda özellikle virüsün genç kesime de bulaştığını ve kötü sonuçlar doğurduğunu gördük. Biz hiç kimse ölmesin, hastalanmasın istiyoruz fakat bir pandemi sürecinden geçiyoruz. Bu konuda özellikle çocukların bağışıklıkları daha düşük olduğu için iyi birer taşıyıcılardır. Kendileri hasta olmadıkları halde ailelerine bulaştırma riskleri var” ifadelerini kullandı.

“MEB YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILINA HAZIRLIKSIZ BAŞLANGIÇ YAPTI”

Geçmiş dönem eğitim öğretim yıllarında okullar açılırken yapılan boya badana gibi hazırlıkların, bu sene yapılmadığını belirten Sümbül, “Arkadaşlarımız 24 Ağustos’ta okullara gittiğinde bırakın yeni bir hazırlığı eski hazırlıkların bile yapılmadığını gördüler. İdarecilerin de bu konuda ellerinde hiçbir veri olmadığına tanık oldular. Ve ürperdik. O günden sonra ortaya çıkan bulaşma sayılarını tüm Türkiye ile paylaşmaya başladık. Sendikamız Salgın Döneminde Eğitim 10 başlığıyla son rakamları açıkladı. Üzülerek bu listeleri yayınlayıp bu konuda bir duyarlılık yaratmaya çalıştık. Bu bizim görevimiz. Biz bu süreç içinde hem uzaktan eğitim hem de yüz yüze eğitime dair üniversitedeki, okullardaki ve milli eğitimdeki taraflarla ve sağlıkçılarla çalıştaylar yaptık. Bunun bakanlığın ve YÖK’ün yapması gerekiyordu ve bu sürece hazırlanmaları gerekiyordu. Milli Eğitim Bakanlığı, yeni eğitim öğretim yılına hazırlıksız başlangıç yaptı. Okullar birkaç gündür açık olduğu halde bazı okullarda temizlik malzemeleri stoku bitti. Bunun sürdürülebilirliği çok önemli. Bunu sağlamadığınızda daha çok sorun yaşanır.

Eğitim-Sen’in bilimsel, demokratik, laik, parasız ve anadilde eğitim isteğinin her zamankinden daha çok güçlü getirilme ihtiyacı doğuruyor. Biz de bunun mücadelesini veriyoruz” dedi.

“EĞİTİME AYRILAN BÜTÇEYİ PANDEMİDE ARTTIRIN”

Sümbül , sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kamu emekçilerinin büyük bir çoğunluğu okullardaki bütçenin yetersiz olduğunu ve pandemi koşullarında mevcut bütçenin yatırımlara yetmediğini ve bütçeyle sadece öğretmen maaşının karşılandığını söylüyorlar. Okulların pandemi şartlarında bu bütçeyle işin üstesinden gelmesi mümkün değil. Bu konuda UNİCEF’in Eğitim Direktörlüğü, kendi sözleşmesini imzalayan ülkelere eğitim bütçesini artırın diye tavsiyelerde bulunuyorlar. Durum böyleyken velilerin servis problemi, öğrencilere tablet ve bilgisayar alma sıkıntısı yaşayanlar var. İnternet ücreti ve teknik malzemeler konusunda hem devletimizin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor hem de yerel yönetimler de elini taşın altına koyması gerek. Bizler bile sendika olarak öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin ihtiyacı olan tabletleri ve bilgisayarları karşılamaya çalışıyoruz. Devlet burada çok fazla bir sorumluluk altında. Lütfen eğitime ayrılan bütçeyi en azından pandemi döneminde artırın” şeklinde konuştu. Basın emekçilerine teşekkür ederek konuşmasını sonlandıran Sümbül, “Gerçekten basın bu konuda çok önemli bir görev üstleniyor. Biz biliyoruz ki birçok yanlış uygulama sizler ve bizler dile getirdikten sonra düzeliyor. Bu bir yanıyla üzücü ama sizler ve bizler açısından sevindiricidir. Çünkü sizler bir kamu görevi yapıyorsunuz. Bizler de kamusal sorumlulukla, kamu emekçilerinin omuzlarımıza yüklediği yükle her zaman hazır olduğumuzu belirtiyoruz.”