2015’te 52 katlı gökdelenin damına çıkmıştım.
‘Büyüleyici bir manzarayla karşılaşacağımı’ düşünmüştüm. Öyle olmadı!
Sanırım 48 ya da 50’inci kata kadar asansörle çıkmıştım. Ardından son 2 ya da 4 katı çıkmak için merdivenleri kullanmıştım. Nihayetinde zirveye ulaşmıştım.
Aşağıda ‘büyüleyici bir manzara’ beklerken, bir çocuğun oyun odasındaki legolara benzer bir manzarayla karşılaşmıştım.
Lego gibi üst üste, yan yana dizilmiş binalar ve aralarına serpiştirilmiş ağaç taneleri vardı!
Aradan 8 yıl geçti. Aradan geçen 2 bin 920 günün büyük bir bölümünde mütemadiyen o binanın çevresindeydim.
Son olarak Hatay’da meydana gelen 6,4 ve 5,8 büyüklüğündeki depremlerin ardından da bir geceyi o binada geçirdim. Çünkü 52 katlı gökdelen için “Altında raylı sistem var” diyorlar, “Kolonları çok sağlam” diyorlar, “Yapıldığı dönemde öyle inşaattan demir çalma gibi şeyler yoktu” diyorlar. Diyorlar da diyorlar...
Bu söylentilerin ötesinde, “Bir de İnşaat Mühendisleri Odası’ndan görüş alayım” dedim.
Oda Başkanı Gülçin Barbaros Ak’ı aradım ve “Olası bir depreme karşı dayanıklı mı” diye sordum. 52 katlı gökdelenin bir sonraki depremde dayanıklı olup olmadığının ‘Deprem Performans Analizi Yöntemi’yle test edilebileceğini belirterek; “Analiz yapılmadan depreme dayanıklı olup olmadığını söylemek mümkün değil” dedi. Ancak bunun için de mülk sahibin talepte bulunması gerekiyormuş.
Dayanıklı olup olmadığını henüz öğrenemedik. Ama o bina için “Japonlar yaptı, onlarda yanlış olmaz” da diyorlar. “Neyse ki...” diyecekken bir anda canım sıkıldı, cümlem yarıda kaldı.
“Japonlar yaptı, onlarda yanlış olmaz” ne acı bir cümle!
Çünkü bizim bazı müteahhitlerin yaptığı bazı binalar için de “Temeli sağlam değil” diyorlar, “Kolonları çürük” diyorlar, “Yapıldığı dönem deniz kumu kullanılmış” diyorlar. Diyorlar da diyorlar...
Çünkü bunlar yaşandı! Kağıda ev resmi çizemeyecek bazı kişilerin son yıllarda müteahhit olduğunu gördüm.
***
Aziz Nesin zamanında “Bizde her üç kişiden dördü şairdir” demişti. Şu an yaşasa, “Bizde her üç kişiden dördü müteahhittir” dilebilirdi.
Geçenlerde “Müteahhitler, Siz De Rahat Mısınız?” diye bir yazı yazmıştım. Eğriçam Mahallesi’ndeki 20 katlı bir binadan bahsettiğim yazının sonunda, “Belki hemen değil ama bu yazının devamı gelecek” demiştim.
Öyleyse devamı gelsin. Bir de Tece’ye dönelim.
Tece’de denize çok yakın bir parselde temel kazısı başladı. Ancak temelden su çıktığı görüldü. Ardından temeldeki suyu sondajla çekmeye başladılar.
Bu nedenle o parsele uzun süre temel atılamadı.
Sondaj çalışmaları bir süre daha sürdü. Daha sonra binanın temeli atıldı.
Son olarak; şu anda temelin etrafında biriken su, balçığa dönüştü.
O inşaatta çalışmalar devam ediyor. Bu yazı da devam edecek!