İnsanlar hatıralarını dövme ile yaşatıyor




Tarih: 1 Nisan 2021 Perşembe 16:48


Milattan önce 2 binlerden günümüze kadar gelen dövme sanatı insanların hayatlarında yer edinmiş önemli detayları, kişileri, simgeleri vücutlarına kazımalarını sağlıyor. 13 senedir dövme sanatını gerçekleştiren Emre Gökdemir, “Babasını, annesini kaybetmiş insanlar bunu dövmeyle ölümsüzleştirilebiliyor. İnsan her zaman hatırlamak ister. Dövme de her zaman gözünüzün önünde olan bir şey. İnsan zaman geçtikçe bazı şeyleri unutabiliyor. Unutmamak için insanlar dövmeye başvuruyor” dedi.

Haber- Gizem Konucu

Dövme yapma geleneği bir hayli eskidir. Milattan önce 2 binlerde Antik Mısır toplumunda dövmenin yapıldığı mumyalardan anlaşılmıştır. Geçmişten günümüze çağın değişmesi, teknolojinin ilerlemesi ile birlikte de dövme sanatı da gelişti ve değişti. Kimi sevdiği insanın adını, kimi sevdiği takımı kimi sevdiği bir objeyi vücudunda istediği için dövme stüdyolarında aldı soluğu. Silifke Caddesi’nde 13 senedir dövme sanatı ile uğraşan Emre Gökdemir, dövme sanatı ile ilgili sorularımızı gazetemize yanıtladı. Çocukluğundan beri farklı bir şey yapma hayali kuran Gökdemir, standart bir işte çalışmak yerine sevdiği mesleği yapmak için çıktığı bu yolda Mersin’de 13 senedir dövme sanatıyla insanlara hizmet veriyor. Bir işte başarılı olmanın en büyük etkeninin o işi sevmek olduğunun altını çizen Gökdemir, “İnsan istekli olmadığı zaman mutlu olamaz, hayatını pozitif geçiremez. Bu işte başarılı olmak istiyorsan sevmen gerekiyor o işi. Bizde alaylı denir. Biz temelinde kendi çabalarımızla gelerek bir şeyler yapabildik” ifadelerini kullandı.

 

“TEKNOLOJİ HER SEKTÖRDE GELİŞTİĞİ GİBİ DÖVMEDE DE GELİŞİYOR”

Dövme stüdyosunun standart dövme stüdyolarından daha farklı olarak renkli, ferah olmasını istediklerini belirten Gökdemir, bunun sebebinin ise insanların daha rahat etmesini istemesi olduğunu söyledi. Gökdemir, “Biz siyah, kapalı bir mekandan ziyade daha renkli bir stüdyo kurduk. Burada insanların ön yargılarını kırmak amacımız. İnsanlar buraya geldiğinde, hiç dövme yaptırmak istemeyen biri geldiğinde bile dövme yaptırabiliyor artık. İş artık çok gerçekçi boyutlara gitti” ifadelerini kullandı. Gökdemir, her işte olduğu gibi dövmede de kalitenin önemli bir unsur olduğunu söyleyerek, “İşini bilen, seven insan her işte olduğu gibi bu işte de kaliteli malzeme kullanır. Eskiden malzemeler çok kısıtlıydı.  Teknoloji her sektörde geliştiği gibi dövmede de gelişiyor. Türkiye’de bununla alakalı bir çalışma yok. Uzak Doğu’da seri üretimler oluyor. Avrupa’da ve Amerika’da da kaliteli ve az miktarda üretiliyor. Çok miktarda olan Uzak Doğu’da üretiliyor. Avrupa patentli olup, Uzak Doğu’da üretilenler de kalitelidir. Ama tamamen Uzak Doğu’da üretilenler ucuz olduğu için fark ediyor. Çalıştığım malzemeler şu anda 70, 80 bin TL’yi bulur. Sadece müşteriye ayırdığım malzeme bölümü böyle oluyor. Eskiden maliyet yoktu çünkü sınırlı sayıda ekipmanla çalışılıyordu. Şimdi renkler var, 101 renk var dövmede” şeklinde konuştu.

 

“GENÇLERİMİZ BU KONUDA BİLİNÇLİ”

Gökdemir, dövmenin görselden hariç farklı istekler de doğurduğunu dile getirerek, “Mesela psikolojik travma yaşayan insanlarda çok etkili oluyor. Babasını, annesini kaybetmiş insanlar bunu dövmeyle ölümsüzleştirilebiliyor. İnsan her zaman hatırlamak ister. Dövme de her zaman gözünüzün önünde olan bir şey. İnsan zaman geçtikçe bazı şeyleri unutabiliyor. Unutmamak için insanlar dövmeye başvurabiliyor. Doktorların bile kapatamayacağı yaraları biz dövme ile kapatabiliyoruz. Ameliyat izleri, faça izleri gibi düzeltmek istediklerinde cerrahi bir yöntemi yok. Biz de dövme ile kapatabiliyoruz” dedi. İnsanların ön yargılı olduğu “dövmenin dini olarak yasak olduğu” düşüncesi ile ilgili de bilgilendirmede bulunan Gökdemir, “Dövme dini olarak yasak değil. Kuranı Kerim’de dövme diye bir tabir yok. Sadece insanların kendi vücutlarına bile bile acı çektirmeleri günah. Abdestle kesinlikle alakalı değil. Dövme yapılan yer nefes alır. Belki eski dövmelerde öyledir ama şu andaki dövmeler tamamen profesyonel. Dini açıdan da yargılanmaması gerekir. Din adamları da artık dövmenin abdeste engel olmadığını söylüyor.  Bizde genelde dövme batıdan gelen bir şey gibi kabul ediliyor. Batıdan geldiği için ondan da ön yargılı. Ama artık gençlerimiz bu konuda bilinçli” ifadelerine yer verdi.

 

“BAZI DÖVMELER KAĞITTA, BAZILARI İSE VÜCUTTA GÜZEL DURUYOR”

Dövme stüdyosuna gelen bir insanla önce bir tanışma gerçekleştirdikten sonra yaptıkları işleri göstererek işe başladıklarını belirten Gökdemir, “İnsanlar sosyal medyadan senin yaptığın işleri görüyor. Bu da bize referans oluyor. Gelen herkese nasıl bir iş yaptıracağını, nasıl bir yetenekle karşı karşıya olduklarını belirtiyoruz. Sonrasında şekli seçiyoruz. Şekil gerçekten güzelse saygı duyup o istediğini yapıyoruz. Ama seçimde bir hata varsa, üzerinde değişiklik gerekiyorsa değiştiriyoruz. Her görsel çok güzel dövme anlamına gelmiyor. Bazı dövmeler kağıtta, bazıları ise vücutta güzel duruyor. O yüzden seçimlerde de yardımcı oluyoruz. Ortak bir kararda buluşup ortaya güzel bir iş çıkarıyoruz” diye konuştu. İnsanların dövme konusunda en çok korktuğu şey olan “acı” kısmına da değinen Gökdemir, işini iyi yapan insanın acı kısmına da çözdüğünü düşündüğünü belirtti. Gökdemir,

“Çok yüzeysel çalışıyoruz, deriyi yormadan çalışıyoruz. Bir kalem bir kağıda nasıl temas ediyorsa iğne de deriye o şekilde temas ediyor. İnsanların korkusu iğnenin çok derine girmesinden kaynaklı. Ama bizim yaptığımız işlem çok derine girmiyor. Biz zaten medikal anlamda da biliyoruz. Dövme yüzeysel yapılırsa çok uzun süre çalışabiliyor. İyileşme aşamasında renkleri canları kalıyor. Bilen insanla bilmeyen insan benzer şekilde yapabiliyor ama fark bir sene sonra ortaya çıkıyor. Yaptıracak olanlara önerim; iyi bir referans alıp gitmeleri. Görseller önemli.  İyi araştırıp, doğru karar verip fiyata da çok aldanmadan karar verilmeli. Bizim merdiven altı dediğimiz şey kapalı yerlerde, iş hanı dediğimiz alanlarda kötü iş çıkacak gibi bir algı oluşuyor ama öyle değil. Temelinde referanslar kötü oluyor. Ama bizim yine bunlardan farkımız daha açık bir yerdeyiz. İnsanlar içeri girdiğinde tedirgin olmuyor. Kapalı bir kutu değiliz. Kadınlar rahatlıkla gelebiliyorlar. Aileler de geliyor. Bu işte yaş sınırı yok. Kalite, marka farkı her işte olduğu gibi dövme sektöründe de önemli. Her şey tek kullanımlık olmalı. Zaten şu dönemde buna daha çok dikkat edilmeli” şeklinde konuştu.

 

“YAPTIRMADAN ÖNCE DÖVMEYİ İYİCE DÜŞÜNMELERİ GEREKİYOR”

Gökdemir bir dövmenin fiyatının bölge bölge bile değişebildiğine dikkat çekerek, “Popülasyonu fazla olan bölgelerde dövme fiyatları daha yüksek oluyor. Dövmenin açılışta bir maliyeti oluyor. Nokta dahi atılsa 200 TL bir başlangıç fiyatı oluyor. Her profesyonel dövmecinin bir açılış fiyatı vardır. Açılıştan sonra ise kesinlikle fiyatın sonu yok” diye konuştu. Dövme sildirmeyi çok önermediğini çünkü sildirilen dövmelerin mutlaka deride bir iz bıraktığına da değinen Gökdemir, “ Silim konusunda da çok yüzeysel yapılan dövmeler silim olabiliyor ama yine de iz bırakıyor. İnsanlarımız lazer bırakmaya gittiğinde sanıyorlar ki lazer makinesi çok iyi. Aslında yapılan uygulama ile alakalı izin az ya da çok kalması. Lazer cihazı dünyanın en pahalı cihazı da olsa fark etmiyor. Dövme ciddi bir tahribat bıraktıysa mutlaka iz kalıyor. O yüzden yaptırmadan önce dövmeyi iyice düşünmeleri gerekiyor. Sildirmeleri aklından geçirmemeleri gerekiyor. Belki bir kere de kapatma yaptırılır. Çünkü pişmanlık dövmeleri de oluyor. Bize kapatmak için geliyor. İlişkinin sıkıntılı aşamalarında genelde dövme yaptırmaya geliyor. Anne, babadan tamam vazgeçilmiyor ama ilişkilerde bunu yapıp sonrasında pişman oluyorlar” ifadelerine yer verdi. Kendi dövme stüdyolarında bu tarz işlemleri yaptırmak isteyenlere tavsiye etmediklerini de sözlerine ekleyen Gökdemir, eğer kişi çok isterse ve ısrarcı olursa o zaman yaptıklarını da dile getirdi.

 

“PANDEMİ ÖNCESİNDE DE ELİMİZDE ELDİVEN, AĞZIMIZDA MASKE VARDI”

Gökdemir, Türkiye’de dövme yaptırma yaşında bir sınırlama olmadığını, 18 yaşından küçük çocukların da dövme yaptırmaya geldiğinden bahsederek, “Vücudu tam evresini tamamlamamış, fikirleri kafasında tam oturmamış, ailesinin rızası olmadan yaptırıyorlar. Hukuksal anlamda bir karşılığı yok. Bize 18 yaşından küçük biri geldiğinde yaptırmak istediğinde aile rızasının olmasının gerektiğini söylüyoruz. Ailesinden rızası olduğu zaman ailesinden biriyle gelip çok büyük olmayacak şekilde dövmesini yapıyoruz” ifadelerini kullandı. Pandemiden her sektör gibi etkilendiklerini de sözlerine ekleyen Gökdemir, “Normalde zaten steril çalışan insanlarız. Çok yakın bir temas yok aslında. Pandemi öncesinde de elimizde eldiven, ağzımızda maske vardı. Biz maskeyle, eldivenle çalışıyoruz. Bir önceki dövmeden bir sonraki dövmeye hiçbir şey geçmiyor. Boya, iğne, pota, kaplar hepsi tek kullanımlık. Kolumuzu koyduğumuz sehpa bile streçle sarılır ve her dövmeden sonra değiştirilir. Sağlık açısından etkisi yok” dedi. Geçici dövme hakkında da bilgi veren Gökdemir, geçici dövmelerin içindeki malzemelerde kimyasal olmasından kaynaklı alerji yapabileceğini söylerken, kalıcı dövmelerdeki ekipmanların tamamen doğal ve dermatolojik testlerden geçtiğine değindi.

 


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA