Mersin’de açtığı danışmanlık merkezinde birçok kişiye beslenme konusunda hizmet veren Uzman Diyetisyen Aynur Aktoğ, doğru beslenme ile ilgili önemli bilgiler aktardı. Aktoğ konuyla ilgili, “Ofis ortamında sağlıksız beslenmek ve fiziksel aktivitenin yetersiz olması; ciddi sağlık problemlerini beraberinde getirir. Bugün iş dünyasında başarılı olan kişiler dengeli ve düzenli beslenen kişilerdir” sözlerini kullandı.
Uzman Diyetisyen Aynur Aktoğ, açtığı danışmanlık merkezinde birçok kişiye sağlıklı beslenme konusunda hizmet veriyor. Doğu Akdeniz Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun olduğunu söyleyen Aktoğ, 2019-2021 yıllarında da İstanbul Okan Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptığını belirtti. Uzman diyetisyen olarak, açmış olduğu danışmanlık merkezinde çalışmalarımı sürdüren Aktoğ, yoğun iş temposunda beslenme zorluğu çekenlere önerilerde bulunarak, “Ofis ortamında sağlıksız beslenmek ve fiziksel aktivitenin yetersiz olması; ciddi sağlık problemlerini beraberinde getirir. Bu sağlık problemlerinin başında obezite, insülin direnci, tip 2 diyabet, kalp damar hastalıkları, çeşitli kanser türleri ve metabolik sendrom gelmektedir. Bu hastalıklar kişinin yaşam kalitesini ve iş verimini düşürür. Bugün iş dünyasında başarılı olan kişiler dengeli ve düzenli beslenen kişilerdir” dedi.
“SABAH KAHVALTI YAPILMAZSA BEYİNDE YETERİNCE ENERJİ OLUŞMAZ”
İnsan vücudunun uyurken bile çalışmaya devam ettiğini ifade eden Aktoğ, “Akşam yemeği ile kahvaltı arasında yaklaşık 12 saatlik bir süre vardır. Bu süre içinde vücut, besin ögelerinin tümünü kullanır. Sabah kahvaltı yapılmazsa beyinde yeterince enerji oluşmaz. Bu durumda yorgunluk, baş ağrısı, dikkat ve algılama azlığı gibi sıkıntılar yaşanır. Kahvaltıda yeterli protein tüketen bireylerde iş verimi ve konsantrasyon yüksektir. Kahvaltı yapmayanlarda ise anlama ve kavrama hızı düşer. Kahvaltı yapmaya vakti olmayanlar evden çıkmadan 4 yemek kaşığı ev yapımı yoğurt+2 adet ceviz tüketip evden çıkabilirler” diye konuştu.
“BİR İNSANIN SUSUZLUĞA DAYANMA SÜRESİ ORTALAMA 3-4 GÜNDÜR”
Sunun insan vücudunun ana bileşeni olduğunu ve yaşam için elzem bir ihtiyaç olduğunu belirten Aktoğ, “Sağlıklı bir yetişkinin genellikle 1-2 ay arasında yemek yemeden hayatta kalması muhtemeldir. Ancak bir insanın susuzluğa dayanma süresi ortalama 3-4 gündür. Yetişkin bir insanın normal koşullarda günlük olarak tüketmesi gereken su miktarı 2-2,5 litredir. Düzenli olarak su tüketme alışkanlığı kazanmak için; günlük olarak masanızda 1 tane cam şişede su bulundurunuz. Hatırlamakta güçlük yaşıyorsanız telefonunuzda su hatırlatıcı programlar kullanabilir ya da görünür yerlere post-it yapıştırarak kendinize hatırlatabilirsiniz” ifadelerine yer verdi.
“GÜNDE 2-3 FİNCANDAN FAZLA KAFEİNLİ İÇECEKLER TÜKETMEYİN”
Gün içerisinde fazla miktarda alınan kafeinin; sinirlilik, depresyon, uykusuzluk gibi sorunlara neden olduğunu söyleyen Aktoğ, “Ayrıca kafein diüretik etkiye sahiptir. Vücuttan gereken miktardan fazla su, mineral ve vitamin atılmasına sebep olabilir. Günde 2-3 fincandan fazla çay ve kahve gibi kafeinli içecekler tüketmeyiniz. Kafeinin zararları etkilerini azaltabilmek için günde en az 3 litre su içmek gerekir.
“BELİRLİ ARALIKLARLA ARA VERİP KISA YÜRÜYÜŞLER YAPILMALI”
Özellikle uzun süre oturarak masa başında çalışmayı gerektiren işte çalışanlar için önerilerde bulunan Diyetisten Aktoğ, “Belirli aralıklarla ara verip kısa yürüyüş yapmalısınız. Egzersiz yaptığımızda vücudumuz endorfin hormonu üretir. Genellikle yaptığımız sporu en az 30 dakika devam ettikten sonra, endorfin hormonları salgılanır. Endorfinin vücuttaki işlevi morfine benzetilir. Hem doğal bir ağrı kesici hem de yatıştırıcı bir özelliği vardır. Kişinin iş yerinde iken sinirlenmesine, üzülmesine ya da endişe etmesine neden olan olayları aklından çıkarmasına yardımcı olabilir” şeklinde konuştu.
“YEMEK YEMEYE VAKİT AYIRIN”
İnsanların iş hayatında vakitlerinin kısıtlı olduğunu sözlerine ekleyen Aktoğ, “Ancak yapılan 23 çalışmanın sonucunda hızlı yemek yemenin obezite riskini yaklaşık 2 kat arttırdığı bulunmuştur. Bir yemeğe başladığımız andan en az 20 dakika sonra beynimize doydun sinyali gitmektedir. Bugün sağlığımız için kendimize vakit ayıramazsak, ileride o vakti hastalıklara ayırırız” dedi.
“HASTALIKLARIN YÜZDE 70 GİBİ ÖNEMLİ BİR KISMI YANLIŞ BESLENME İLE İLGİLİ”
Diyet kelimesinin, genel olarak insan beslenmesine verilen ad olduğunu belirten Aktoğ, “Eğer diyet kelimesinin ‘insan için yeterli, dengeli ve doğru beslenme sistemi’ anlamına geldiğini vurgularsak, buna herkesin ihtiyacı olduğunu daha iyi anlarız. Yani herkesin, kendisi için doğru beslenme şeklinin nasıl olduğunu öğrenmeye ihtiyacı vardır. Şunu asla unutmamak gerekir ki, bilimsel çalışmalara göre, bir çok hastalıkların yüzde 30’u genetik nedenlere dayalı olsa da yüzde 70 gibi önemli bir kısmı yanlış beslenme ile ilgilidir. Kilo alma ve kilo verme, çeşitli hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisi, ergenlik, çocukluk çağı ve yaşlılık döneminde beslenme, sporcu beslenmesi gibi birçok konuda danışmalık hizmeti vermekteyim.
|