Mersin’in gelişmişlik konusu tartışıldı




Tarih: 24 Nisan 2022 Pazar 17:42


Mersin’in gelişmişlik konusunun tartışıldığı programa konuk olan Mersin Üniversitesi Akademisyeni Doç. Dr. Erkan Aktaş, Tarsus’un tarım için önemine dikkat çekerek, “Tarsus, Türkiye’nin en büyük tarım ilçesi. Tarsus’u Tarsus yapan zaten tarımsal potansiyeli” dedi.

Haber- Sevcan Akgül

 

Yayınlanan programa Mersin Üniversitesi Akademisyeni Doç. Dr. Erkan Aktaş, Mersin Sanayici ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Başkanı Hasan Engin’in yanı sıra Abdullah Ayan ve Ahmet Akın konuk oldu. Mersin’in gelişmişlik düzeyinde hangi konumda ve nerede olması gerektiği konular konuşuldu. Konuşmasına tarımı değerlendirerek başlayan Mersin Üniversitesi Akademisyeni Doç. Dr. Erkan Aktaş,“İlk önce şunu söyleyeyim toprak ve su hayattır. Sulu ziraatın yapıldığı ilk yerde Tarsus’tur.  Tarsus Toprak Su Araştırma Enstitüsü 1947 yılında kurulmuştur. Ama ne yazık ki o araştırma enstitüsü şu anda Alata’ya bağlı marjinal küçük bir yapı haline geldi. Bütün arazilerine başka birimler inşaatlar yapıyorlar. Mersin tarım’da Türkiye’de 4. sırada bitkisel üretimde. Geçen yıl 3. sıradaydı. Bence 2021 yılı verileri daha gelmedi ama tekrar 3. olabiliriz. Bu sulama potansiyeline rağmen örneğin Konya’nın toplam sulama alanı, Mersin’in toplam tarımsal alanına eşittir. Buna rağmen biz Antalya, Konya ile rekabet edebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

 

AKTAŞ: “SULAMA ALANINA BAKARSAK, TOPLAM TARIM ALANINDAN YARISI KADAR SULANIYOR”

Tarsus’a gidip, Pamuklu Barajı ile hakkında bilgi edindiğini kaydeden Aktaş, “180 bin hektar alanı sulayacak. Yukarı kodda olduğu için özellikle içme suyunda elektrik kullanılmadan önemli oradan içme suyu sağlayabilecek potansiyelde. Daha az enerji kullanılarak su sağlayacak. Onun dışında ciddi bir gelir sağladığını söyleyebiliriz. Yani dedik ki gerçekten Mersin Türkiye’nin Hollanda’sı. Ciddi bir tarımsal potansiyeli var. Hatta Tarsus Türkiye’nin en büyük tarım ilçesi. Tarsus’u Tarsus yapan zaten tarımsal potansiyeli. Tarihsel anlamda da tarımda merkez haline gelmiş bir bölge. Bu sulama ve baraj ile birlikte Tarsus daha da ön plana çıkacak. Tarsus hem tarım açısından hem nüfus açısında hem de hava alanı ve hızlı tren açısından önü açık gelişmiş bir bölge. Tarımsal yatırımlar da Mersin’e az yapıldı. Adana, Urfa, Antalya’ az yapıldı. Turizm zaten yapılmıyor, tarımda da eksikliklerimiz var. Sulama alanına bakarsak toplam tarım alanından yarısı kadar sulanıyor. Bunun bir kısmı insanlar kendi imkanlarıyla bunu suluyorlar” şeklinde konuştu.

 

AKIN: “MERSİN’E ADETA ÜVEY EVLAT MUAMELESİ YAPIYORLAR”

Mersin’in gelişmişlik düzeyi hakkında bilgi veren Ahmet Akın, “Bir ölçü var iller arasındaki arasında ki gelişmişlik düzeyi. Mersin 81 tane ilin içersinde hala 23-24 sıralarında saplanmış orada duruyor. Ama aynı Mersin yarattığı katma değer bakımından ortaya koyduğumuz zaman 6. 7. sırada. Şimdi şöyle Mersin 20 yıldır yatırım fakiri. Yani adeta Mersin’e adeta üvey evlat muamelesi yapıyorlar. Mersinli olduğumuz için 70 yıllık geçmişini de biliyoruz. Şimdi bakıyorum bu oranlara o kadar üzücü ki. Eğitimde, sağlıkta, enerjide iyi değiliz ulaşımda. Hakkettiğimiz yerde değiliz. Enerji konusunda Mersin 42. sıradayken Erzurum 11. sırada bütün enerji işini çözmüş.  Ya da Trabzon 26. sırada bizim iki üç kattan daha iyi durumdalar. Ben o illere bakıyorum yarattığı katma değerlere. Yarattığı katma değer ölçüsü nedir? Vergidir. Yani ortaya çıkan üretimden elde edilen kar sonucu ödenen vergi. O kadar az ki ödedikleri vergi” dedi.

 

“MERSİN BU ŞEYLERDEN NASİBİNİ ALAMIYOR”

Mersin’e yatırım yapılmamasını iktidarın bir politikası olduğunu öne süren Akın, “ Önemli yatırımları ya da ciddi yatırımları yoğun oy aldığı illere kaydırıyor. Yani geçen baktım uzay merkezi mi kurulacak. Yani Yozgat’ta kuruyorlar. Yani Mersin bu şeylerden nasibini alamıyor. Bunu biz biliyoruz yani. 5-6 sene önce özel toplantılarda da profesörlerin yetkili kişilerin sunduğu toplantılarda da Türkiye’nin yeni sanayi, yeni teknoloji, yeni, turizm hatlarını çıkardıklarında Mersin hiç birinde yok. Yeni sanayi hattı Tarsus’un kuzeyinden geçiyor, doğrudan Antep’e gidiyor. Hatta sorduk hocalarımıza ‘biz nerdeyiz’ diye ‘bize neyi layık görüyorlar’ dediler ki ‘Mersin’e ambalaj sanayi layık görüyoruz’ ama bizde turizm yok, teknoloji yok, otomobil yok, sanayi yok. Ambalaj sanayisi kalıyor. Bende önümüzdeki hafta bir makale yazacağım. ‘Dünyada ambalaj sanayi nereye gidiyor’  diye bir araştırma yaptım. Bari dedim onu yazayım da bize ambalaj sanayi rolü biçmişler. En azından sanayicilerimiz okur, ona göre ambalaj fabrikaları kurarlar” ifadelerini kullandı.

 

“MERSİN’E GEREKEN DEĞER VERİLMİYOR”

Mersin ekonomisine gereken önemin verilmediğini belirten Akın, “Bu çok büyük bir sıkıntı. Mesela Mersin’in bu ölçülerde iyi olduğu konu eşitlik konusu. Kadın erkek eşitliği ve kadının iş gücündeki oranıyla ilgili bu daha çok. Mersin’de bakıyorum eğitimde 31. Sıradayken eşitlikte 18. Sırada. Ama dönüyorum bakıyorum eğitim, sağlık, enerji sorunlarını çözmüş Erzurum’da eşitlikte 59. sırada. Varlıklar yönünden bakıyoruz varlıklar yönünden de iyiyiz. Varlık yönünden çok öndeyiz. Yarattığımız katma değerin karşılığını alamayınca bütün devlet yatırımları da öteleniyor. Önümüzde 8 tane önemli yatırımımız var. 10 yıl ötelendi hala gidiyor. İnşallah bu önümüzdeki dönem bu hasretimiz biter kavuşuruz. Devletin bütçe gelirleri içerisinde idari para cezaları var. Biz o kadar ceza kesen bir devleti var ki 40 milyarı buluyor. Bu ayrı bir vergi kaynağı gibi. İşin şaşırtıcı tarafı ise bu ceza ödeme de Mersin birinci sırada. Ama Mersin ne yapıp edecek, yarattığı katma değer karşılığını alacak. Almak zorunda, eğer bunu alamazsak. Ekonominin 5’i Çukurova merkez dünya çapında bir merkez. Benim hızlı trenim dururken Mersin, Adana, Gaziantep’te; Karaman, Konya hızlı trenini yaptılar. Karamanda hızlı tren olursa ne olur olmazsa ne olur. Ne ile yaptılar, Mersin parasıyla yaptılar” şeklinde konuştu.

 

AYAN:  “KONTEYNER LİMANI LOJİSTİK AÇIDAN ÇOK ÖNEMLİ TÜRKİYE İÇİN”

Türkiye’nin lojistik anlamda, konteyner limanı terminalinin yapılması anlamında önemli bir hamle yapması gerektiğini ifade eden Abdullah Ayan, “Türkiye bu krizden çıkamayabilir. Türkiye’yi bu krizden çıkaracak potansiyele en yüksek olan il Mersin. Bu çok önemli bir tespit. Yani bunun altını dolduralım. Ne demek istiyorum; Şimdi Türkiye eğer dış ticaretle büyüme modeline geçtiyse bile mutlaka Türkiye’nin lojistik anlamda, konteyner limanı terminalinin yapılması anlamında önemli bir hamle yapması gerekiyor. Türkiye’nin İstanbul’a yüklediği misyonu bir kısmını alıp İstanbul 6 milyondan fazla insanı taşıyamayacak bir metropol. Çünkü İstanbul’un alt yapısı uygun değil, İstanbul’un suyu uygun değil. İstanbul tarih boyunca dışarıdan gıda temin ederek ancak ayakta kalabilmiş, buğdayı Mısır’dan ithal etmediği sürece İstanbul aç. Şimdi bu durumda İstanbul’a yüklenen misyonun bir kısmını biz Çukurova Metropol Tam Projesi’ne aktarabilmeliydik. Çukurova Metropol Tam Projesi’ni Mersin hayata geçirebilseydi. Önümüzdeki günlerde bayramdan sonra üst üste makale yayınlayacağım” diye belirtti.

 

“MERSİN’İN KENDİ TİCARET LİMANINI YARATABİLMESİ GEREKİYOR ”

Mersin, Çin’de Haynen bir serbest ticaret limanı yaptığını belirten Ayan, “Serbest ticaret bölgesi her yerde yapılabilir. Mardin’de yapabilirisiniz. Çin’de Uygurlular bölgesinde de yapabilirsiniz. Ama serbest ticaret limanı farklı doğrudan doğruya deniz ile bağlantılı ve dünya ile bağlantılı olan. Bu Haynen dediğimiz ada. 2021 yılında özel statüye kavuşturuyorlar. Özel bir yasa çıkarıyorlar bu ada ile ilgili. Belirlenen serbest ticaret limanının büyüklüğü dikkatinizi çekmek isterim 34 bin kilometre kare. Rakamı anlatmak için bir örnek vereyim. Mersin’in il büyüklüğü Anamur’dan Çamlıyayla’ya kadar 16 bin 500 kilometre karedir. Adana’yı katarsak 30 bin kilometre karedir. Adana, Mersin, Osmaniye, Antep, Hatay’ı kattığımız taktirde ki büyüklüğe eş değer bir büyüklükte yeni serbest ticaret limanı yapıyor. Çin gibi komünist bir ülke, tek parti diktasının yönettiği bir ülke, eğer dünya ile entegre ve kendi yasalarından dışında bağımsız yasalarla yönetilen bir serbest ticaret limanını yaratabiliyorsa o konuda bir hayal kurabiliyorsa. Bir ütopya kurabiliyorsa. Mersin’in bu ütopyayı rahatlılıkla kurabilmesi lazım” dedi.

 

“DOĞU AKDENİZ DİYE TANIMLANA YENİ LİMANI MERSİN İLE HİÇBİR İLGİSİ YOK”

2009 yılında Türkiye 3 liman 3 ana konteyner limanı çıktığına değinen Ayan, içlerinde en önemlisinin Mersin olduğuna dikkat çekerek, “ Filyos, Çandarlı ve Mersin. Bunların içinde en önemlisi Mersin’dir. Filyos, Çandarlı bitse de bir şey ifade etmez. Biri Ege’de biri Karadeniz’e hitap ediyor. Karadeniz’in hali ortada. Oysa Dubai ile Rotterdam arasındaki en önemli nokta bu konteyner terminal limanı olacaktı. 2009, 2013, 2015, 2017’de bütün kalkınma planlarında adres olarak gösterilen yer Mersin ana konteyner limanı. 2017 yılından sonra ne oluyorsa oluyor. Mersin çıkarılıyor, Doğu Akdeniz devreye giriyor. Doğu Akdeniz diye tanımlana yeni limanı Mersin ile hiçbir ilgisi yok. Demek ki Türkiye’yi kurtarabilecek olan lokomotiflik yaratabilecek bir dinamik göz ardı edilerek Mersin dışında bir yerlere götürülüyor. Bu muhtemelen 4 yıl İskenderun arasında yeni türemekte olan bir takım holdinglerin orada oluşturduğu yani bazı şeyleri ancak yutkunarak konuşabiliyorsun” ifadelerini kullandı.

 

“MERSİN’İN İHMAL EDİLMİŞLİĞİNE EN ÇARPICI ÖRNEK ÇUKUROVA ULUSLARARASI HAVA LİMANI’DIR”

Kazanlı Seyhan turizm ile bir yere gidemeyeceğini 20 senedir söylediğini belirten Ayan, “Şimdi şöyle bir şey hayal edin. Ceyhan Nehri ile Göksu Irmağı arasındaki bir bölgeyi siz nitelikli bir özel bölge olarak ilan ettiniz. Şimdi Haynen serbest liman ama serbest limanda sup tropikal meyve geliştirme ile ilgili milyarlarca dolarlık projelere kaynaklık eden bir yatırım söz konusu. Turizm ile ilgili sağlık turizm ile ilgili inanılmaz projeler söz konusu. Şimdi Zafer Çağlayan Mersin milletvekili olduğunda bu Çin’i ziyaret etti ve geldiler. 11 tane nitelikli bölgeden bahsediliyordu. İşte turizm bölgesi, eğitim bölgesi; yani artık serbest bölgeler bildiğimiz anlamda geleneksel bizim 500 dönüme sıkıştırdığımız tıkış tıkış ettiğimiz daracık bölge değil. Çok daha geniş kapsamlı bizim Kazanlı Seyhan Projemiz var.  Kazanlı Seyhan turizm ile bir yere gidemeyeceğini 20 senedir keşfettik. Oraya farklı şeyler düşünmemiz gerek. Mersin’in ihmal edilmişliğine en çarpıcı örnek Çukurova Uluslararası Hava Limanı’dır. Yani bizden sonra bakın Ordu- Giresun, Rize, Artvin ve Tokat’ta yapıldı. O çevrede en az 6 tane hava limanı yapıldı. Ama iş Mersin’e geldiğinde 2010 yılından beri bekleyen bir proje. 2013 yılında Akdeniz Oyunları Mersin’de yapıldığında vaat şuydu.  Buraya gelecek olan misafirleri Çukurova Uluslararası Hava Limanı’ndan karşılayacağız ve çileklerimiz artık uçmaya başlayacak” şeklinde konuştu.

 

ENGİN: “PAMUKLUK BARAJI’NIN 35 KİLOMETRELİK İÇME SUYU HATTI VAR”

Pamukluk Barajı’nın Mersin’in en büyük barajı olduğuna dikkat çeken Mersin Sanayici ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Başkanı Hasan Engin ise, “Pamuklu Barajı, 2010 yılından beri süregelen zaman zaman müteahhitlerin bırakıp gittiği yeniden ihalelerin yapıldığı 3. ihalede en son bitirildi. Mersin’de Pamukluk Barajı stratejik bir proje.  Hem içme suyu hem sulama suyu hem de enerji nitelikli bir baraj. Şuan gelinen noktada iki yıl önceydi.  Müteahhitlik firma bırakıp gidecekken Sayın Lütfi Elvan ile yaptığımız görüşmeler netice verdi ve oraya büyük bir ödenek aktarıldı. Ön yüzü betonları tamamen bitirildi kısa süre içerisinde. Çünkü ağır bir iş. Yaptılar betonarmesini bitti. Şuanda yüzde 50’i aşkın su toplama gerçekleştirildi. Sanırım haziranda yüzde yüzü doldurulur diye düşünüyoruz.  Onun 1 yıl 1,5 yıl bir test süresi var. Test süresinden sonra şuan Devlet Su İşleriyle ihale görüşmeleri devam ediyor. İhale yapımı aşamasında 35 kilometrelik içme suyu hattı var. Bir o kadar da kapalı sulama suyu var. Otobanın üstündeki o kıraç bölgelere özellikle tarımsal amaçla. Enerji santral bitti şuan. İletim hatları da çekildi. Oda son aşamasında elektrik üretecek durumda” dedi.

 

“2060 YILINA KADAR YETECEK OLAN SU KAPASİTESİ VAR PAMUKLUK BARAJI’NIN”

Lütfi Elvan ile bir araya geldiğini, baraj konusunda yeni bir arıtma tesisi yapılarak projelendirilmesini istediğini ifade eden Engin, “Baraj seviyesinin biraz daha yükselmesi  gerekiyor. Tamamen temiz bir havza, yerleşim alanların olmadığı bir havza. Cehennem deresi üzerinden  kurulan bir havza. Bugünde sayın Lütfi Elvan ile görüştük. O projenin mevcut arıtma tesisine değil de yeniden bir üst kodlarda yeni bir arıtma tesisi yapılarak projelendirilmesini istedik. Yani mevcut arıtmaya gelirse tekrar enerji ile pompaj istasyonlarıyla yukarıya basılıp tekrar cazibeye dönüştürülecek bu olmasın diye. Enerji masraflarının olmaması için böyle bir şeyi gündeme getirdik. İlgileneceklerini söylediler sayın valimizde vardı. Mersin için hem ucuz hem temiz içme suyuna kavuşur diye 128 milyon metre küp hacimli 2060 yılına kadar yetecek olan su kapasitesi olan bir baraj. Aynı şekilde test süresi biterse kapalı sistemi olacak. Vanayı açtın mı damlama veya yağmurlama şeklinde sulamayı yapacak” diye belirtti.


Etiket:


Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

 
 
  SOSYAL MEDYA
 
 
  GAZETEMİZ
 
 
  BASIN İLAN
 
 
  HAVA DURUMU
 
 
  FACEBOOK
 

 
 
 


 

Siteden yararlanırken yayın politikamızı okumanızı tavsiye ederiz. mersinhakimiyet.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz. mersinhakimiyet.com basın ve yayın meslek ilkelerine uyar.

URA MEDYA