CHP Mersin İl Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen toplantının ardından 15 maddelik bir sonuç bildirigesi yayımlandı. Bildirgede, Mersin’in ’sosyal afet’ bölgesine dönüştüğü belirtilerek, "Bu gerçek ışığında Mersin’in ’özel bir destek veya özel bir statü’ kapsamına alınması artık bir zorunluluk halini almıştır" ifadelerine yer verildi.
Haber-Emrah Birgül
CHP Mersin İl Başkanlığı'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya CHP'li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, CHP Mersin İl Başkanı Koral Ömür, CHP Parti Meclisi üyeleri, CHP'li milletvekilleri, CHP'li ilçe belediye başkanları, CHP'li belediye meclis üyeleri ile CHP Mersin Kadın Kolları, Gençlik Kolları ve ilçe başkanları katıldı. 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin ardından yaşanan sürece ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda; afette hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifa ve tüm Türkiye'ye için başsağlığı dilendi.
"MERSİN'DEKİ GÖÇ DALGASI BİR 'SOSYAL AFET' HALİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR"
Toplantının ardından bir bildirge metni yayımlandı. Bildirgede, Mersin'in konumu gereği deprem bölgesine en yakın kent olduğu belirtilerek, "Olanakları en iyi şehirlerden olan ve büyük afetin sarstığı illerde yaşayan vatandaşlarımızın akrabalık ilişkilerinin yoğun olduğu Mersin'de yaklaşık 350-400 bin depremzedeye ilk günden itibaren kapılarımız açılmış, imkanlarımız seferber edilmiştir. Afet sonrası Mersin'e gelen plansız zorunlu göç dalgasının etkisiyle altyapı, barınma ve ulaşım başta olmak üzere pek çok alanda kentin olanaklarının üzerine çıkılmasından dolayı, göç dalgası bir 'sosyal afet' haline dönüşmüştür. Kentimizin içinde bulunduğu mevcut durum değerlendirildiğinde, depremzede vatandaşlarımızın göçüyle ortaya çıkan ihtiyaçların sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde karşılanabilmesi ve kentin daha dirençli hale gelmesi için bildirimizde yer alan konular değerlendirilmiştir" denildi.
"CHP'LİLER, KATKI VE ÇABALARIYLA AFETİN YÜKÜNÜ AZALTMIŞLARDIR"
Bildirgenin ilk maddesinde, CHP'nin deprem bölgesinde yürüttüğü çalışmalardan söz edilerek, "Deprem bölgesinde yapılan yardımlar; Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, Genel Merkez koordinasyonunda 11 Büyükşehir Belediyesi, milletvekillerimiz, tüm yerel yönetimlerimiz, tüm örgütler ve partililerimiz olağanüstü gayret ve çaba göstererek, devlet yetkililerinin yapamadıklarını ortaya koymuşlardır. Afetin yaşandığı ilk andan itibaren sağladıkları katkı ve organizasyondaki çabalarla afetin yükünü azaltmışlardır" ifadelerine yer verildi.
"İLK 48 SAATTE HÜKÜMET KRİZDE BAŞARISIZ OLMUŞTUR"
Bildirgenin 2'inci maddesinde bölgedeki ilk 48 saat işaret edilerek; "Afetin yaşandığı ilk 48 saatte Hükümet krizde başarısız olmuş, büyük kargaşa, kaos ve organizasyonsuzluk yaşanmış ve Türkiye kamuoyunda bu gerçek kabul görmüştür. Yardım ve destekler konusunda hükümete güven kalmadığı, bu yaşanan afet döneminde dahi hükümetin ayrımcılık politikalarına ara vermediği vurgulanmıştır" denildi.
"BUGÜN EN ÖNEMLİ SORUNUN BARINMA, SAĞLIK VE HİJYEN OLDUĞU TESPİT EDİLMİŞTİR"
Afet bölgesindeki organizasyona ilişkin tespitlerin yer aldığı 3'üncü maddede şu ifadeler kullanıldı; "Afet bölgesindeki organizasyonsuzluk; gönderilen iş makineleri, personel, gıda, giyim, barınma türü destekler deprem bölgesindeki yollarda olağanüstü bir trafik yaratmış ve araç ve desteklerin doğru yere ulaştırılamadığı, özellikle gıda vb. yardımların büyük bir yığılmaya neden olduğu tespit edilmiştir. Bugün için en önemli sorunun ise barınma ve buna bağlı olarak sağlık ve hijyen sorunlarının olduğu tespit edilmiştir."
"MERSİN'İN 'ÖZEL DESTEK' KAPSAMINA ALINMASI ZORUNLULUK HALİNİ ALMIŞTIR"
Depremin ardından Mersin'deki gelişmelerin de değerlendirildiği 4, 5 ve 6'ıncı maddelerde; "Afetin ardından büyük göç dalgasını karşılayan Mersin il genelinde de Büyükşehir ve ilçe belediyelerimiz, il ve ilçe yönetimlerimiz, Kadın ve Gençlik Kollarımız ve partililerimiz ile birlikte Mersin İl Örgütümüz, bugüne kadarki süreci iyi yönetmiştir. Mersin'in deprem bölgesine olan konumu, öne çıkan imkanları ve akrabalık ilişkilerinin yoğun olması sebebiyle gelen insan göçünün yaklaşık yarısını oluşturan vatandaşımızın kentimizde kalıcı olacağı değerlendirilmektedir. Ancak afet sonrası Mersin'e gelen göç dalgasına hazırlıksız olan kentimiz; altyapı, barınma gibi olanakların da yetersiz kalmasıyla bir 'sosyal afet' bölgesine dönüşmüştür. Bu gerçek ışığında Mersin’in 'özel bir destek/özel bir statü' kapsamına alınması artık bir zorunluluk halini almıştır" ifadeleri kullanıldı.
"MERSİN'DEKİ KİRA FİYATLARINDAKİ FAHİŞ FİYAT ARTIŞLARI DEĞERLENDİRİLMİŞTİR"
Bildirgenin 7'inci maddesinde Mersin'e göç eden depremzedelerin karşı karşıya kaldıkları sıkıntılara değinilerek, "Deprem sonrasında Mersin'deki kira fiyatlarındaki fahiş fiyat artışları değerlendirilmiş, bu konuda ev sahiplerinin 'vicdanlı' davranmaları hususunda hatırlatma yapılması, yetkililere bu konuda yaptırım içerecek şekilde mevzuatta düzenleme yapması; ayrıca, ilimizdeki depremzedelere kapılarını açan otel, özel tesis vb. barınma yerlerinin personel, elektrik, su faturası gibi giderlerinin, oralarda konaklamak zorunda kalan depremzedelerin temel ihtiyaçlarının, merkezi hükümet tarafından karşılanması gerektiği vurgulanmıştır" denildi.
"MERSİN, 2 YÖNDEN DAHA DİRENÇLİ HALE GETİRİLMELİDİR"
Mersin'de alınması gereken önlemler ve yapılması gerekenlerle ilgili önerilerin de yer aldığı bildirgenin 8 ve 9'uncu maddelerde şu ifadelere yer verildi; "Mersin, bu yeni göç olgusuna göre daha dirençli hale getirmek için planladığımız çalışmalarla 2 yönden daha dirençli hale getirilmelidir. Bunlardan ilki depreme hazırlık açısından fiziki direnci (altyapı, su, imar, ulaşım, yol, konut) arttırmaya yönelik çalışmalar olmalı. İkincisi ise sosyoekonomik anlamda göçle gelen ve mevcut nüfusun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik sosyal direncin arttırmasıdır. Bu durum bir zorunluluktur. Mersin'de kalıcı olacağını düşündüğümüz depremzede nüfusuna yönelik yeni istihdam alanlarının oluşturulması için planlamalar yapılması gerekmektedir."
"GELENLERİN SOSYAL UYUMLARI KONUSUNDA ÇALIŞMALAR YAPILMASINA KARAR VERİLMİŞTİR"
Belediyeler bünyesinde yapılması planlanan çalışmalara ilişkin değerlendirmelere yer verilen 10, 11 ve 12'inci maddelerde; "Belediyeler bünyesinde afet yönetimi konusundaki kurumsal yapılanmayı yeni koşullara göre güçlendirme çalışmalar yapılması, statüsüne göre Afet Yönetimi ve Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı veya müdürlüğü kurulması görüş birliğine varılmıştır. Belediyeler bünyesinde gönüllülük çalışmalarının daha organize hale getirilmesine; belediyelerin eğitim, kurs, sosyal hizmet mekanlarının yeni duruma göre kapasitelerinin artırılmasına, belediyelerin psikososyal yardım mekanizmalarının daha organize hale getirilmesine, Mersin'e gelenlerin sosyal uyumları konusunda çalışmalar yapılmasına karar verilmiştir. Belediyeler koordinatörlüğünde Afet Yönetimi Stratejik Eylem Planı çalışmalarının zaman yitirilmeden başlatılmalıdır. Bu stratejik eylem planı çalışması, belediyeler, kamu kurumları, odalar, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve kentin diğer paydaşlarının katılımıyla geniş katılımlı ve kapsayıcı bir işbirliği ile yürütülmelidir" ifadeleri belirtildi.
"YENİ BİR SIĞINMACI GÖÇÜNÜ KENTİMİZİN KALDIRAMAYACAĞI TESPİT EDİLMİŞTİR"
Bildirgenin 13, 14 ve 15'inci maddelerinde ise artan nüfus yönetimine ilişkin yapılan değerlendirmelerin sonucu aktarılarak, "Deprem bölgelerinden gelen misafirlerin kendi yaşam alanlarına geri dönüşü konusunda bir stratejinin geliştirilmesinin daha doğru olacağı kanaatine varılmıştır. Sığınmacılar konusuna, depremzede olarak insani bir bakış açısıyla bakılması gerektiği ancak, siyaseten ve plansız olarak Mersin'e yerleştirilecek yeni bir sığınmacı göçünü kentimizin kaldıramayacağı tespit edilmiş, sığınmacıların diğer İllere de eşit ve hakkaniyetli bir şekilde dağıtılmasının yapılması gerektiği dile getirilmiştir. Mersin'de afet ve afetten etkilenen tüm yurttaşların karşı karşıya kaldıkları sorunlarla ilgili bilimsel ve teknik çalışmalar yapılması gerektiğine vurgu yapılmıştır" denildi.
|