Vicdanlar kanıyor!

Tarih: 9 Ekim 2025 Perşembe 16:19

İsrail'in Özgürlük Filosu Koalisyonu'ndaki Vicdan Gemisi’ne saldırısına tepki gösteren İHH Mersin İl Başkanı M. Furkan Özbay, İsrail'in, Gazze'de açlığı bir silah olarak kullandığını ifade ederek, “Şu an Gazze'de gıdaya, ilaca, suya ve oksijene ulaşılamıyor. Gazze artık bir açık hava hapishanesi bile değil bir soykırım kampıdır. Akdeniz havzasında bulunan ülkelerin artık İsrail'e karşı daha ciddi yaptırım politikaları uygulaması gerekiyor. Özgürlük Filosu için ayağa kalkmamız gerekiyor. İsrail'in Özgürlük filosuna karşı yaptığı korsanlığa rağmen daha büyük filoların, daha fazla geminin yola çıkması için çalışacağız” dedi.

Necdet TAŞ

Mersin Filistin Dayanışma Platformu üyeleri, İsrail'in Özgürlük Filosu Koalisyonu'ndaki Vicdan Gemisi’ne saldırısını protesto etti. Suphi Öner Öğretmenevi Tarsus Salonu’nda bir araya gelen İnsani Yardım Vakfı (İHH) Mersin İl Başkanı M. Furkan Özbay, ENSAR Vakfı İl Başkanı Haşim Çeken, Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Akmaz, İlim Yayma Cemiyeti Mersin İl Başkanı Tahsin Poyraz ve Memur-Sen Mersin İl Teşkilat Başkanı Ömer Seyhan, ‘İşgalci İsrail uluslararası sularda Gazze’ye giden Özgürlük Filosu’na saldırdı, vicdanlar susturulamaz’ konulu basın açıklaması gerçekleştirdi.

“İSRAİL ALGI YAPIYOR”

Sivil toplum kuruluşları adına açıklama yapan İHH Mersin İl Başkanı Furkan Özbay, “Bugün çok ilginç bir sabaha uyandık. Son 2 yıldan beri bu tür sabahlara alıştık ama bu sabah bizim için çok daha zor bir sabahtı. Çünkü gece 4'e kadar arkadaşlarımızla iletişim halindeydik. Özgürlük Filosu koalisyonu olarak hep inandığımız bir gerçek vardı. 2006 yılında başlayan bu Ambargo yine kırılacaktı ve bunun en önemli yolu deniz olacaktı. Vicdan gemisi 7 Ekim'den sonra özellikle İsrail'in bu hukuksuz ablukasına karşı hazırlanmış ilk ve en büyük gemidir. Bildiğiniz üzere 2 Mayıs günü yine Malta açıklarında İsrailli dronlar tarafından saldırıya uğramış ve Vicdan Gemisi batma tehlikesi geçirmiştir. Fakat Gazze'de yaşanan bu zulme karşı şartlar her ne olursa olsun; hem Sumud Filosundaki arkadaşlarımıza destek olmak, hem de Gazze'nin bu ablukasını kırabilmek için Vicdan Gemisi’ni onarmak üzere hummalı bir çalışmaya başlamıştık. Aylarca süren bu çalışmanın ardından Vicdan Gemisi’ni hazırladık ve özgürlük filosu koalisyonumuza dahil ettik. Şu an Özgürlük Filosu Koalisyonunda bulunan toplamda 11 adet gemimiz bulunuyor, bu 11 adet gemimizin 2 gemisi maalesef teknik bazı arızalardan dolayı Girit adasına demirlemek zorunda kaldı. Bizler de 9 gemiyle Akdeniz'e doğru, Filistin sınırlarına doğru hareket etmeye, bu ablukanın kırılması için ilerlemeye başlamıştık. İsrail'in bu süreçte çok farklı mecralardan bizlere tehditler savurduğunu gördük. Sanki İsrail çocuk öldürmemiş, bebek öldürmemiş; bizler suçluymuşuz, bizler illegal bir iş yapıyormuşuz gibi internet üzerinden algılar üretmeye çalıştılar” ifadelerini kullandı.

“BEBEK KATİLİ OLAN BİZ DEĞİLİZ”

Bu konuda çok rahat olduklarının altını çizen Özbay, “Biz herhangi bir çocuğu öldürmedik, bebek katilleri değiliz. Bizler koca bir milleti açlığa mahkum etmedik. Tam tersine hukuksuz bu ablukanın kırılması için canlarımızı, mallarımızı, hayatımızı tehlikeye atarak yola çıktık. Oradaki çocuklar bir lokma ekmeğe, bir damla suya ulaşsın diye gece gündüz bu ablukanın kırılması için çalıştık. Son iki yılda insan aklının almayacağı çok ilginç şeyler tecrübe ettik. Dünyanın merkezinde olan ve bu kadar ulaşılamamış hiçbir İslam coğrafyası olmamıştı. İslam dünyası bütün ülkelerinde büyük ablukalar gördü, büyük ambargolar yaşadı. Çeçenistan'da, Bosna'da, Keşmir'de, Moro'da, Suriye'de, Irak'ta bin bir türlü ablukalar gördük ve hepsini delip geçtik. Fakat bizlere bu kadar yakın olan, dünyanın merkezinde olan Gazze'de 2 yıldan bu yana tüm insani yardımlar İsrail'in insafına bırakılmış durumda. Ortada bir savaş değil bir soykırım var. Burada çocuklar açlıktan öldürülüyor, burada İsrail girdiği her mahalledeki su kuyularına beton dökerek insanların bir bardak su içmesine bile engel oluyor. Havadan attığı zehirli gazlarla insanların temiz oksijen alma hakkını bile elinden alıyor. Uluslararası hukuka göre bir mahkumun bile 4 temel hakkım vardır: Gıdaya ulaşabilme hakkı, hastalandığında ilacı ulaşabilme hakkı, temiz suya ulaşabilme hakkı ve temiz oksijen alabilme hakkı… Şu an Gazze'de gıdaya, ilaca, suya ve oksijene ulaşılamıyor. Gazze artık bir açık hava hapishanesi bile değil bir soykırım kampıdır ve ortada kocaman bir soykırım varken dünya konjektörü, uluslararası ticari anlaşmalar, şirketler arası-devletlerarası dengeler ne söylerse söylesin; bir soykırım varken hiçbir şey yapmamak taraf olmak demektir” şeklinde konuştu.

“İSRAİL'E KARŞI DAHA CİDDİ YAPTIRIM POLİTİKALARI UYGULAMASI GEREKİYOR”

Sivil toplum örgütleri olarak 2008 yılından bu yana Özgürlük Filosu Koalisyonuyla beraber tam 18 farklı girişimde bulunduklarını ifade eden Özbay, “2008 yılında ilk defa Gazze ablukası kırıldı, 4 gemimiz Gazze'ye ulaştı ve bu 4 adet gemi tam 4 sefer Kıbrıs'tan Gazze'ye gidip gelerek hastaların tahliyesinde bulundu. 2008'den bu yana bir daha Gazze'nin limanlarına ulaşılamadı. 2010 yılında Mavi Marmara ile yola çıktık, Korsan İsrail İnsani Yardım gönüllülerine saldırdı ve arkadaşlarımızı şehit etti. 2024'te 2025'te yine gemilerimizi hazırladık, İsrail barbarlığı bırakın Akdeniz'i Avrupa'nın sınırlarına kadar dayandı. Filistin sınırlarına 2000 kilometre mesafede Vicdan gemisini bombaladılar. Durmadık arkasından Madlen ve Hanzala gemisini harekete geçirdik. Sumud Filosunda dünyanın dört bir yanından toplanan arkadaşlarımıza destek olduk. Daha çok geminin o sınırlara inmesi için çalıştık, bu süreçte beklediğimiz tek bir şey var; Özellikle devletlerin, Akdeniz havzasında bulunan ülkelerin artık İsrail'e karşı daha ciddi yaptırım politikaları uygulaması gerekiyor. 22 ülkeden sağlık çalışanları ve basın mensupları bulunan Özgürlük Filosu için ayağa kalkmamız gerekiyor.  Dün gece İsrail'in Özgürlük filosuna karşı yaptığı korsanlığa rağmen daha büyük filoların, daha fazla geminin yola çıkması için çalışacağız” dedi.