RAZİYE ERDEN YILDIRIM
Uzman Klinik Psikolog Sıla Dükel, “Zorbalık yalnızca fiziksel bir zarar değildir; bir çocuğun iç dünyasında ‘yeterince iyi değilim’ duygusunu oluşturur. Kimi zaman alay edilerek, kimi zaman dışlanarak, kimi zaman da görünmez biçimde yaşanır. Zorbalığın önüne geçmenin en güçlü yolu empatiyi öğretmek ve evde güvenli bir alan yaratmaktır.” dedi.
Okulların açılmasıyla birlikte ailelerin endişeleri de artmaya başladı. Son günlerde artan akran zorbalığı vakaları sosyal medyaya da yansıyınca, veliler daha da tedirgin hale geldi. Çocuklar ise ödev ve sınav stresinin altında eziliyor. Tüm bu durumlar, eğitim-öğretim hayatını adeta bir kâbusa çevirdi.
AKRAN ZORBALIĞI, “ANLAŞILDIĞIMI BİLMEK BENİ GÜÇLENDİRİR”
Konuyla ilgili gazetemize açıklama yapan Uzman Klinik Psikolog Sıla Dükel, “Okul zili yeniden çaldı. Çocuklar sıralarına, öğretmenler sınıflarına, veliler ise yeniden yoğun bir tempoya döndü. Yeni defterler, ödevler, arkadaşlıklar… Ancak bu dönemde çocukların yaşadığı iki temel zorluk öne çıkıyor: akran zorbalığı ve ödevle ilgili çatışmalar. Her ikisinin de merkezinde aynı nokta var: ebeveyn-çocuk iletişimi.
Zorbalık yalnızca fiziksel bir zarar değildir; bir çocuğun iç dünyasında ‘yeterince iyi değilim’ duygusunu oluşturur. Kimi zaman alay edilerek, kimi zaman dışlanarak, kimi zaman da görünmez biçimde yaşanır. Çocuk çoğu zaman bu durumu anlatmaktan çekinir; çünkü ‘şikâyetçi’ görünmekten ya da ‘abartmakla’ suçlanmaktan korkar. Bu noktada ebeveynin görevi, hemen çözüm üretmek değil, duyguyu duymaktır. ‘Kim yaptı?’ yerine ‘Seni üzen ne oldu?’ sorusu, bir çocuğun dünyasında çok şeyi değiştirir. Çünkü o an çocuğa verilen mesaj şudur, ‘Seni dinliyorum, senin hislerin önemli.’ Unutulmamalıdır ki, zorbalığın önüne geçmenin en güçlü yolu empatiyi öğretmek ve evde güvenli bir alan yaratmaktır.” diye konuştu.
“ÖDEV YAPMAMA NEDENİ KAYGI OLABİLİR”
Çocukların ödev yapmak istememesinin altında ‘kaygı’ olabileceğinin altını çizen Dükel, “Okulla birlikte ödevler de başladı. Birçok çocuk ödev yapmak istemiyor, ertelemeyi ya da tamamen reddetmeyi tercih ediyor. Bu durum çoğu zaman ‘inat’ gibi görünse de altında çoğunlukla kaygı, yorgunluk veya yeterince anlaşılmama hissi yatar. Veliler olarak en sık düştüğümüz tuzaklardan biri, ödevleri çocuğun değil, kendi sorumluluğumuz haline getirmektir. Oysa çocuğun öğrenmesi gereken en önemli becerilerden biri, çaba göstermenin değeridir. Bu süreçte çocuğa şu mesaj verilmelidir; ‘Zorlanman normal, ama birlikte çözebiliriz.’, ‘Senin yerine yapmam değil, sana nasıl yapacağını göstermem önemli.’, ‘Mükemmel olman gerekmiyor; denemen yeterli.’ Ödev yapmak istemeyen bir çocukla kavga etmek yerine, önce neden istemediğini anlamak gerekir. Belki konuyu zor buluyor, belki de o gün okulda yaşadığı bir olay zihnini meşgul ediyor.” ifadelerini kullandı.
“EMPATİYİ ÖĞRETİN”
Velilerin nasıl davranması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Psikolog Dükel, “Çocuğunuzu sadece ne yaptığıyla değil, nasıl hissettiğiyle de dinleyin. Zorbalık karşısında cesaretlendirin; ödev karşısında sabırla eşlik edin. ‘Yardım etmemi ister misin?’ demek, ‘yine yapmadın’ demekten çok daha yapıcıdır. Empatiyi öğretin, çünkü empati büyüdükçe hem zorbalık hem çatışma küçülür. Okullar açıldı. Yeni yıl, çocuklarımız için sadece derslerle değil, duygularla da dolu bir süreç olacak. Biz yetişkinler olarak onlara verebileceğimiz en büyük hediye, anlaşılma hissidir. Çünkü bir çocuk anlaşılırsa hem ödevini yapar hem de bir başkasına zarar vermemeyi öğrenir. Ve hiçbir başarı, bir çocuğun kalbinde açılan yaradan daha önemli değildir.” şeklinde konuştu.
|