CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen vergi düzenlemesine sert eleştirilerde bulundu. Toplantıda söz alan CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, düzenlemenin toplumun dar gelirli kesimlerine büyük yük getireceğinin altını çizerek, “Bugüne kadar hep söylediğimiz adil bir vergi sisteminin kurulması yönünde bir adım atılsın istiyoruz ama her seferinde yeni yükler getiriliyor” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Komisyonda, AK Parti’nin TBMM’ye sunduğu 36 maddeden oluşan "Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" görüşüldü. Konuyla ilgili toplantıda konuşan CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, “Evet, yine bir vergi paketi geldi. Dilerdik ki tabii bu vergi paketinde insanlar rahatlasın. Bugüne kadar hep söylediğimiz adil bir vergi sisteminin kurulması yönünde bir adım atılsın. Konuşuyoruz, konuşuyoruz ama maalesef çıkar getirilen her buradaki bir madde esnafın, işçinin, memurun üzerine bir yük olarak geri dönüyor. Şimdi değerli milletvekilleri, öyle bir ortam içerisinde yaşıyoruz ki insanlar büyük sıkıntı içerisinde. Şu getirdiğiniz torbanın tamamı, harçların artırılması ve yeni vergilerin ihdas edilmesiyle beraber 250, 300 milyar, hadi olmadı 500 milyarlık bir gelir tahmininde bulunuyorsunuz. Onun için bunu hazırlamışsınız. Ama böyle bir ortamda insanlar ayakta duramazken, ülke genelindeki yaklaşık 2,5 milyon küçük esnaf var. Bununla beraber orta ölçekli işletmelerle beraber hesap ettiğimizde 3,5 milyonun üzerinde bir işletme var. İşsizlik rakamlarının 13 milyona dayandığı bir dönemde, yani böyle bir yükü bunların üzerine koymak ne derece mantıklı?” diye sordu.
“SON DERECE YANLIŞ BİR UYGULAMA”
“Teşviklerin daraltılmasıyla 97 milyarlık bir gelir elde edeceğinizi söylüyorsunuz. İşte işveren priminin yükseltilmesiyle beraber bütçeye önemli bir katkı sağlamayı hesap ediyorsunuz. Ama ülkenin de bir gerçeği var. İnsanlar bu vergi yükünün altında inim inim inliyor. Ve dolayısıyla insanlar bu yükü kaldıramaz bir durumda. Böyle bir ortamda siz tutuyorsunuz bu insanları teşvik etmek, bunların biraz daha ticari faaliyetlerini sürdürmek adına kolaylık sağlamanız gerekirken, bunların neredeyse çalışmasının önüne bir engel koyuyorsunuz” şeklinde konuşan Dinçer, “Şimdi eski bir tabir var. Yahudi tüccar böyle parasız kaldı mı eski hesapların kuruşlarını karıştırırmış. Maliye Bakanımız da tabii Mehmet Şimşek böyle bir dönemde getirdiği bütün yükümlülükler hep insanların üstüne bir ek yük ilave eder pozisyonunda. Şimdi geçen güne bir Cumhurbaşkanı kararnamesi çıktı. 2021'de seçim öncesi tuttunuz, ülke genelindeki 850.000 basit usul vergi mükellefini "vergi dışı bırakalım" dediniz. "Bunların ülkedeki toplam vergiler içindeki payı çok düşük" dediniz. Ama şimdi 1.1.2026'dan itibaren bu basit usulü kaldırdınız, bunları da gerçek usul vergi sisteminin içerisine koydunuz. Ya, bunun ne anlama geldiğini hesap edebiliyor musunuz? Yani köyde, kırsalda, nüfusu işte 30 binin üzerinde olan yerlerdeki basit usul tüm vergi mükellefine siz aylık hiç para kazanmasa 100-150 bin lira bir yük yüklediniz. Bunun farkında mısınız bilmiyorum. Yani son derece yanlış bir uygulama. Biz esnaf ayakta kalsın diyoruz. İnsanlar ticari faaliyetlerine devam etsin diyoruz. Kepenkleri inmesin diyoruz. Bir insan daha çalıştırırsa bu ülke ekonomisine bir katkı diyoruz. Ama sizin getirdiğiniz bu yükümlülüklerle maalesef piyasada esnaf kalmayacak. Bakın 31.12'ye dikkat edin. Bu basit usulü gerçek usule çevirdiniz, 31.12'deki iş bırakma oranlarına bir bakın. Bunu hep beraber göreceğiz. Zaten şu an Eylül ayına kadar zaten 83-84 bin esnaf kepenk kapattı. Bu sıkıntılara dayanamadı” dedi.
“BU İHYA BORÇLANMASINI LÜTFEN BİR GÖZDEN GEÇİRİN”
Esnafın hem kendi primini ödediğini hem yanında çalıştırdığı insanın primini ödediğine dikkat çeken Dinçer, “Böyle bir durumda ticari faaliyetini sürdürüyor. Ama gelin görün ki getirdiğiniz yine kanun maddesiyle beraber İhya borçlanmasını yüzde 45'e çıkarıyorsunuz. Ya, bu insanlar o kadar büyük krizler yaşadı ki, o kadar bu pandemi dönemi olsun, daha önceki dönemlerde kriz döneminde primlerini ödeyemedi. Sağlıkla ilgili Bağ-Kur primlerini ödeyemedi bu insanlar. Şimdi biz bunlara "Siz bir hak verin" dedik, "EYT'de bir imkan tanıyın" dedik. EYT'de imkan tanınmadı. E, şimdi de dedik ki bunlara yine bir en azından bir eşitlik olsun, ihya borçlanmalarını yaptıralım dedik. Bu sefer de tutuyorsunuz borçlanma oranlarını yükseltiyorsunuz. Bunu hiç hangi esnaf ödeyebilir? Hiçbir esnaf bu yükün altından kalkamaz. Zaten en düşük emekli maaşını alan Bağ-Kurlular. Biz bunların emekli maaşını yükseltilsin diye uğraşırken, biz bunların en azından diğer emeklilerle bir intibak yasası çıkarılsın diye uğraşırken, prim gün sayıları bir 7200'e düşürülsün diye uğraşırken şimdi siz ihya borçlanmalarını yüzde 45'e çıkarıyorsunuz. Ya, bu bu insanların bitmesi anlamına gelir. Bu insanların tükenmesi anlamına gelir. Dolayısıyla değerli bürokratlar, değerli bakan yardımcım, yani bu konunun bir elden geçirilmesi gerekiyor. Yani bu küçük esnafı düşünerek bu yüklerin biraz azaltılsın. Bir de bu sağlıkla ilgili, sağlık yönüyle ilgili bu ihya borçlanmasını lütfen bir gözden geçirin. Bunu bir düşürme yönünde bir gayret sarf edelim” ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi)
|